Zengin mutfağı, sıcak misafirperverliği ve gelişen turizmi ile harikalar yaratan Türkiye’nin eşsiz coğrafyası, Asya ve Avrupayı birbirine bağlayan bir köprüdür. Türkiye’nin dünya tarihine iz bırakan on hazinesini merak ediyorsanız okumaya devam edin.
4000 yıllık tarihi ile Troy, dünyanın en ünlü arkeolojik alanlarından biridir. İlk kazılar 1870 yılında ünlü arkeolog Heinrich Schliemann tarafından gerçekleştirilmiştir. Anadolu medeniyetleri ile Akdeniz dünyası arasındaki ilk temasın en önemli gösterisidir.
Dahası, M.Ö. 13. veya 12. yüzyılda Yunanistan’dan Spartan ve Achaean savaşçıları tarafından Troya kuşatma konusu Homer tarafından İlya’da ölümsüzleştirildi. Bu olay dünyadaki büyük yaratıcı sanatçılara ilham verdi.
Bir zamanlar Küçük menderes nehri’nin haliçinde bulunan Efes, batıya doğru geri çekildikçe sahil şeridini takip eden yeni konumlarda kurulan ardışık Helenistik ve Roma yerleşimlerini içerir. Kazılar, Büyük Tiyatro dahil olmak üzere Roma İmparatorluk döneminin büyük anıtlarını ortaya çıkarmıştır. 5. yüzyıldan beri, Dünyanın dört bir yanından hacılar çeken “Dünyanın Yedi Harikasından” ünlü Artemis Tapınağı’nın küçük kalıntıları.
Efes’ten yedi kilometre uzaklıktaki kubbe haçlı bir şapel olan Meryem Ana Evi, Hıristiyan hacının önemli bir yeri haline geldi. Efes Antik Kenti, deniz kanalı ve liman havzası bulunan bir Roma liman kentinin mükemmel bir örneğidir.
Hitit İmparatorluğu’nun başkenti Hattuşadır. Kentteki arkeolojik alanı ve korunan yapı türleri arasında tapınaklar, kraliyet konutları, tahkimatlar vardır.
Aslanlar Kapısının zengin süslemesi ve Kraliyet Kapısı, Yazilikayadaki kaya sanatı harikadır.. Kent, MÖ 2. bin yılda Anadolu ve kuzey Suriye’de önemli bir etkiye sahipti.
Nemrut Dağı zirvesi, Türkiye’nin en ikonik manzaralarından birine ev sahipliği yapıyor. Kommagene Krallığı I. Kral Antiochus I’in büyüleyici ve aynı zamanda ürkütücü mezar höyüğü 2.150 metrelik zirvenin üzerinde yer alıyor.
50 metre yüksekliğindeki, insan yapımı mezar höyüğünün altında, Antiochus’un mezarının gizlendiği söyleniyor. burada yapılan arkeolojik çalışmalara rağmen, mezarı hiç bulunamamıştır.
Çatalhöyük, 1950’lerde keşfedildikten sonra Türk arkeolojisi için bir dönüm noktası oldu. Kazılar 1960’lı yıllarda İngiliz arkeolog James Mellaart’ın çabalarıyla başladı ve Çatalhöyük’ü dünyanın en büyük ve en iyi korunmuş neolitik bölgesi olarak kabul edildi.
MÖ sekizinci yüzyıldan altıncı yüzyıla kadar aktif olan yerleşimin beş ila yedi bin kişilik bir nüfusa ev sahipliği yaptığı düşünülüyor. Herhangi bir dini yapı tanımlanmamış olmasına rağmen, arkeolojik kanıtlar kültürlerinin kutsal sembollerle yüklü olduğunu göstermektedir. En önemlisi Çatalhöyük’ün ‘Oturan Kadın’. 2012 yılında bir Dünya Mirası haline geldi.
Osmanlı İmparatorluğunun kalbi sorulduğunda, çoğu insan anında İstanbul der. Ancak bu hikaye Bursa’dan başlar.
Dünyanın en güçlü devletlerinden biri haline gelen Anadolu’daki Türk kabilelerinin yarattığı imparatorluk Osmanlı İmparatorluğudur . Osmanlı dönemi 600 yılı aşkın bir süre hüküm sürmüştür. Türkiye Cumhuriyetinin ve güneydoğu Avrupa ve Ortadoğu’da çeşitli halef devletlerini himayesine almıştır. Osmanlı İmparatorluğu 1922’de sona ermiştir .
İmparatorluk güneydoğu Avrupa’nın Viyana, Macaristan , Yunanistan, Ukrayna; Şu anda Irak , Suriye , İsrail ve Mısır’ın işgal ettiği Ortadoğu bölümleri ; Cezayir’in batısındaki Kuzey Afrika ; ve Arap Yarımadası’nın büyük bölümleri Osmanlı imparatorluğunun yönetimindeydi.
Osmanlı terimi, Osman gaziden türetilen (Arapça:ʿUthmān ), göçebe, 1300 yıllarında imparatorluğu kuran Türkmen şefi .
Kapadokya kaprisli bir peri masalından koparılmış gibidir. e Anadolu ovalarına yerleşmiş petekli tepelerin jeolojik tuhaflığı ile dünya güzelliklerinin yükselen kayalarıdır.
Kapadokya, Türkiye, Hacıbektaş, Aksaray , Niğde ve Kayseri ile sınırlanmış olan Orta Anadolu’nun tarihi bölgesidir. Özellikle de Ürgüp, Göreme, Uçhisar, Avanos ve Mustafapaşa (Sinasos) kasabalarındaki erozyonun mağaralar, yarıklar, zirveler, “ peri bacaları ” ve şehvetli kıvrımlar oluşturduğu ay manzarası yumuşak volkanik kayalar oyularak yapılmıştır.
Demre’de yer alan St. Nicholas Kilisesi, antik bir Bizans bölgesidir. 520 yılında inşa edilmiş yüksek dini öneme sahiptir. 5-12 yüzyıllar arasında kullanılmıştır. Myra Aziz Nikolaos’un gömüldüğü yer olduğu için önemlidir. Noel Baba olarak bilinir. Kilise bir UNESCO dünya mirasıdır.
Türkiye’nin güneydoğusundaki modern Şanlıurfa şehrine yakın olan bu şaşırtıcı höyük, tarih öncesi hakkında bildiğimiz her şeyi yalanladı. Alman arkeolog Klaus Schmidt tarafından 1994 yılında keşfedilen Göbekli Tepenin tarihi MÖ 12. bin yıllık olduğu tahmin edilmektedir. Dünyadaki anıtsal mimarlığın bilinen en eski örneği olan Göbekli Tepe, şehirden ziyade ibadet etmek için toplanılan tapınak olabileceğini öne sürüyor.
Ayasofya, katedral olarak inşa edilmiş kubbeli bir anıttır. Şu anda İstanbul, Türkiye’de bir müzedir. Adı “kutsal bilgelik” anlamına gelen Ayasofya, MS 6. yüzyılda Konstantinopolis’te (şimdi İstanbul, Türkiye) bir katedral olarak inşa edilmiş kubbeli bir anıttır.
Büyük bir kubbe tavanı olan dev bir nef üzerinde ortalanmış iki kat ile birlikte küçük kubbeler vardır.
