Ölü Gömme Gelenekleri, Ağız ve Gözlere Konulan Paralar
Ölü gömme gelenekleri, Antik çağda ağız ve gözlere neden metal para koyarlardı bu konuda anlatmaya çalışacağız.
Danake: Antik çağda ölüleri Acherousia’dan geçen gemiye ücret olarak vermeleri için ölülerin ağız ve gözlerine koyulan madeni paranın adıdır. Ölülerin geçecekleri göl/bataklıkta bahsi geçen parayı vapura verecek. Daha sonra Hadese ulaşacaklardı.
Yunan Obolosu
Hades ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır. Acherousia ise yeraltı dünyasıyla bağlantılı olduğuna inanılan birkaç göl veya bataklık için verilen bir addı. En yakın akraba parayı koyduktan sonra ölen kişinin gözlerini ve ağzını kapatır. Başka bir geleneğe göre para dilinin altına yada gözlerinin üzerine 2 madeni paraydı.
Danake aslında ölülere bağış olarak kullanılan bir Pers madeni parasıydı. Yunanlılarda ölülere Pers geleneklerine sahip bir madeni para koyma geleneğini benimsemiştir. Dada sonra bu gelenek dünyanın çeşitli yerlerindeki çoğu eski uygarlıkta bulunur.
Kharoon ya da Kharon, ölülerin kayıkçısı
Kharoon ölü ruhlarına Acheron ırmağını geçirtmek için para alır. O nedenle ölülerin ağzına bir metelik konurdu. Para almazsa Kharoon ruhları kovar, taş çatlasa yumuşamazdı. Hele toprağa gömülmeyen ruhların Hades bataklığını geçmeleri olanaksızdı. Kharoon Etrüsk mezarlarında sık rastlanan bir simgeydi. Ölmekte olan insanı yeraltı ülkesine almakla tam anlamıyla öldüren bir cin olarak gösterilir. Hermes’in kılavuzluğunda yeraltına inen birçok ölü Kharoon ve kendi kendisiyle konuşur, ölümden sonra her türlü varlığın boş olduğu sonucuna varır.
Roma’da
Romanın ilk çağlarında mezarlarda madeni paralar yerine basit demir parçalar koyulurdu. Bu parçalar bazen parasal değere sahiptiler.
Bazı alimlere göre, mezarda bir madeni paranın bırakılması, ölen kişinin günahlarını ödemeyi istemekle bağlantılıdır.
Madeni paraların öbür dünyada kayıkçıya ödeme gerçeği vardır. Charon madeni parayı kabul ettiğinde ölen kişinin artık hayata dönemeyeceği anlamına gelir. İnanışa göre ölen kişinin ruhu ağzından çıkıyordu. Bu yüzden merhumun ağzına bozuk para koymak, ölen kişinin hayatının geri dönmeyeceğine dair bir garantiydi.
Ağız ve göze madeni para koymanın bir diğer anlamı ise tılsımlardan korunmaktı. Mezarları hırsızlardan, cadılardan ve büyücülerden korumak için mezarlarda muskalar bulunurdu. Kötü niyetle gelenlerin üzerine lanetler yağdırmak için kazınmış metal plakalar, veya kil kanallar vardı.
Ağıza koyma geleneği ruhun dudaklarından çıktığı inancıyla alakalıdır. Merhumun ruhunun dışarı çıkmasına izin vermemek için koyulan paradır.
Alnın üstünde – sunuma hazır, hızlı geçiş için avantaj sağlar.
Kafatasının sağ tarafı yaşayan, sol taraf karanlık taraf olarak kabul edildi.
Cesedin ayaklarında veya ayaklarının arasında.
Gözlerde bulunan paralar. Macrobius’a göre metal, gözlerden gelebilecek kötülüklere karşı koyuyordu.
Göğüs kafesine koyulması ise sanki kalpten söylüyormuş gibi.
Çene arasına koyulanlar ise dilin altına yerleştirildi
Elde – genellikle sağ el yada çapraz göğsüne kapanmış ellerin altında. Bu en çok çocuk mezarlarında rastlanmaktadır.
Ölüye sikke vermek asla statüyle alakalı değildir. Zengin mezarlarda olduğu gibi fakir mezarlarda da bulunur. Bu sadece geçiş için feribota verilecek paraydı.
Sikke bazı durumlarda toka, kopça veya çivi ile birlikte bulunmuştur. Çivi cesedin mezardan çıkmaması için ölen kişinin ruhunu “çivilemek” için kullanılıyordu.
İmparatorların mezarlarına yerleştirilen paraların çoğu hatıra paraları idi.
Özellikle çocuk mezarlarında bulunan bazı sikkelerde delikler vardır. Muhtemelen çocuklarını merhametli bir Tanrıça’nın ellerine emanet etmek isteyen annelerin bir seçimiydi