Maraş ve Malatya Eşkiyaları
Eşkiya, bedbaht, günahkar, talihsiz, asi anlamına gelen “şaki” teriminin çoğulu olan bir kelimedir. Eşkıyalık, genelde silahla yol kesip baskın yaparak mala, cana tecavüz, kamu düzeni ve güvenliği ihlal olarak tanımlanmaktadır.
Burada bahsedeceğimiz eşkiyalar 16. yüzyılın sonundan 18. Yüzyıl ortalarına kadar Maraş eyaletinde devlet görevlilerinin karıştığı eşkıyalık hareketlerini merkez – taşra yazışmalarındaki yansımalarını mevcut literatür ile birlikte ele alıp incelemektedir.
- Maraş Eyaleti Örneğinde Osmanlı Devletinin merkez -taşra yazışmalarındaki eşkıya ve eşkıyalık ile ilgili kayıtlar Başbakanlık Osmanlı arşivinde yer almaktadır.
Murad Subaş
Şimdi sizlere bu dönemde yayınlanan adalet-nameler deki yaşanmış bir örnek anlatayım. Malatya Beyi tarafından Gerger Subaşısı olarak tayin edilen Murad Subaşı, 52 atlı ve 20 sekban ile Gerger’e varıp, her gün kırkar kuruş harcının yanında her ev başına birer sikke tütün hakkı olmak üzere herkesten toplam 200 kuruş almıştı. Devr, selamiye gibi bid’atler adalet-name ve kanunnamelerle yasaklanmasına rağmen her karyeyi 10 kile arpa, 5 koyun, bir batman bal, bir batman yağ, bir kile buğday ve yirmişer kuruş selamlığa zorlayarak insanlara alenen zulmettiği incelenen belgelerden görülmektedir.
Diğer örnek ise havass-ı hümayun mültezimliğinden mezun olan Ferruh İstanbul’a gitmeyerek 100 kişilik bir eşkıya kitlesini etrafına toplar. Ferruh ve eşkıyası, Malatya’da tam anlamıyla terör estirirler. Pazarda bulunan malları değerinden daha düşük bir fiyat ile alırdı. Yetmemiş gibi milletin elindeki paralarında topladığı arşivler arasında yer almaktadır.
Elbistan nahiyesinde sakin erbabı tımarve aynı zamanda eşkıyadan olan Hoş geldi oğlu Ali, bazı eşkıya ile beraber, Kara Durak denilen yerde Hızır nam zaimi ve sekiz adamlarını öldürdüler. Suçları Üzerlerine sabit olan Ali, ortağı Halil’in yardımı ile hapisten kaçıp, kurtuldu. Eski alışkanlıklarından vazgeçmeyen şaki, daha sonra eşkıyalığa devam etti. Hoş geldi oğlu Ali, Şeyh Hacı Bayram oğullarından Ali Babayı ve akabinde, İstanbul’a kadar gidip kendisini Divana şikayet eden Şeyh Bayramın evini basarak öldürür.
Dürzü Hıdır
Diğer önemli eşkiya ise Dürzü Hıdır: 5 Nisan 1595 tarihinde Ayntab’a gelip şehri yakıp yıkan Dürzü Hıdır adlı yol kesicinin yanında 200 kişilik hırsız sekbanları bulunmaktaydı.
1600 yıllarında Malatya reâyasını iyice bunaltan Sekban eşkıyası, fitne ve fesatlarıyla onları perişan etmişti. Hatta sekban eşkiyasından İsmail Bölük-başı, Köroğlu ve Çolak Hamza nam şakiler daha da ileri gittiler. Malatya Sancağı mutasarrıfı Yevmi Karataş Ahmed Beyin bir gece sarayının duvarını yararak kendisini katlettiler. Daha sonra bütün mal, erzak ve eşyasını yağmaladılar. Buna benzer bir çok yağma faaliyetlerinde bulunan bu gurubun paraları nerelerde saklandı henüz kesin bir ip ucu bulunmamaktadır.
Bir iki ekte ben yapayım ; şiro çayından poturge yönüne giderken köprünün bitiminden sola bakarsanız “kerar kalesi” nı görürsünüz ve döneminde bazı eşkıya gruplarına ev sahipliği yaptığı bilinir bu kalenin akabin de buraya çıkarsanız geldiğiniz yönün aksi istikametinde bu kalenin tam karşısında jandarma karakolunu görürsünüz ve buranın el değmemiş bakır bölgelerden biri olduğunu düşünüyorum…
yakın bir yerde oturuyorum iltibata geçebilirseniz yardımcı olmak isterim ismim bilal
tanetas45@hotmail.com msj gönderebilirsiniz