Kara Haydar ve Katırcıoğlu, 16. Yüzyıl Sonrası
Arapça “şaki” kelimesinden türemiş bir isim olan eşkıya; yol kesen, hırsızlık yapan, azgın, haydut, habis, fesatçı, haylaz olarak tanımlanabilir. Bu araştırmadaki eşkiyalar Isparta, Antalya arasındadır. Ulubor, ve Kemer en önemli yerlerdir.
Bazı dönemlerde hak arama amacıyla olan bu hareketler zamanla Anadolu halkını tam bir soygun katliam şekline dönüşmüştür. Halkın can mal ırz güvenliği ortadan kalkmış köyler boşalmış ve ülke bir harabeye dönmüştür.Daha Kanuni devrinde başlayan bu hareketler, on altıncı yüzyılın özellikle ilk yarısında zirveye ulaşmıştır.Bu tür hareketlerin sıklıkla görüldüğü yerlerden birisi de Hamit Sancağıdır.Bu Sancak’ta Ispartalı Neslioğlu,Kara Haydar onun oğlu Kara Haydaroğlu Burdur ve çevresinde Kınalıoğlu Mustafa ,Derviş Nazar , Akyakalıoğlu Bekir, KaraCaferoğlu. Hatta bunlardan Gölhisar ,Tefenni taraflarında eşkiyalık yapan Kara Cafer oğlu , 1668 yılında Katırcıoğlu’nun Kemer taraflarında ki çiftliğine zarar vermiştir. 1645 yılında yol kesip kervanları soymakla meşgul olan Kara Haydar ,Uluborlu’da ortaya çıkmıştı. Bir gün Uluborlu’da Veli Baba Tekkesinde gece vakti öldürülür. Oğlu Mehmet babasının intikamını almak için dağa çıkar Söğüt Dağlarını mekan tutunur.
Katırcıoğlu da bu eşkiyaya katılır. Karahaydaoğlu’ndan 7 yaş kadar büyük olmasına rağmen onun emrine girmiş, en önde gelen adamı olmuştur. 1648 ‘de Üzerlerine gönderilen Anadolu Beylerbeyi Küçükçavuş Ahmet Paşayı Sandıklı Ovasında bozguna uğratmış ve ve Katırcıoğlu tarafından katledilmişti. Sonra Abaza Hasan Ağa tarafından bir gece alem yaparlarken basıldılar. Karahaydaroğlu Mehmet yakalanıp idam edildi, Katırcıoğlu Mehmet adamlarından bir çoğu ile kaçıp kurtularak Celaliğe devam etti. Yanında kendisine katılan en yakın adamlarından Burdur Akyaka köyünden Bekir’ de vardı191649 yılın da Çay kasabasını bastı ve Akşehirliler’i de tehdit etti. Hamid sancağını yöneten Topal Mehmet Paşa, Katırcı Oğlu’nu bertaraf etmek üzere görevlendirilir. 1200 kişilik askeriyle Kaşıklı önünde Katırcı Oğluyla karşılaşır. Katırcı Oğlu Mehmet’in ise 700 levendi mevcuttur. Paşa bozguna uğrar kaçar ancak Karacören ‘de tekrar bir baskın yer güçlükle Seydişehri’ne sığınır.
1648 yılında ayaklanmada katledilen sipahilerin kanını dava edip ayaklanan Gürcü Nebi’ye katıldı.Gürcü Nebi , Katırcıoğlu Mehmet ve diğer bir celali reisi Kazaz Ahmet’le birlikte Üsküdar’a yakın Bulgurlu’ya kadar geldi. Kara Murat Paşa’nın başında bulunduğu Osmanlı ordusuyla. 7 Temmuz 1649’da muharebe başladı. Katırcıoğlu Mehmet ,Osmanlı pişdarını mağlup etmiş olmasına rağmen, Gürcü Nebi’nin Osmanlının ana kuvvetleriyle vuruşmadan çekilmesiyle kazanılmış bir savaş kaybedildi. Kalan adamları ile Gürcü Abdünnebi Niğde’ye, Kazaz Ahmet Akşehir’e, Katırcıoğlu Mehmet Bey Söğüt dağına çekildi. Bu ara İzmit’ten geçerken Mudurnu yakınlarında Adapazarı kasabasını talan eder ve halka inanılmaz bir zulümler yapar .
Katırcıoğlu Mehmet, dağlarda dolaşmaktan bıkmış Celaliliğin sonu olmadığını ve başına gelecekleri anlamıştı. Çay kasabasına yerleşmiş ve kasabanın ileri gelen eşraflarından biri olmuş eski yeniçeri ocak ağalarından İsa Ağa’nın çiftliğini basıp “Ya beni affettirirsin ya da hanümanını yakar , Acem’e (İran) kaçarım diye haber gönderdi. Ve ondan affedilmesine aracı olmasını istedi. Eski bir yeniçeri Ağası olan İsa Ağa, eski ocak ağalarından Sadrazam Kara Murat Paşa’ya adamlargöndererek Katırcıoğlu Mehmet’i affettirirdi20 İstanbul’a gelen Katırcıoğlu Mehmet ,DördüncüMehmet tarafından da kabul edildi . Çok uzun süreler devlet hizmetinde bulunan bu âsi liderinin ömrü cephelerde geçmiştir.
Osmanlı tarihinde eşkıya iken vezir olanlar çoktur. “Zaptiyenin iyisi eşkıyadan olur” telâkkisi de bu eski zihniyetin yakın tarihe kadar süren ifadesidir. Katırcıoğlu Mehmet Paşa, büyük şöhretlerinden biri olup hayatı baş döndürücü maceralarla geçmiştir.