Volçan Voyvoda Belgeleri, Dev Arşiv
Volcan Voyvoda Kimdir Nasıl Ortaya Çıktı Önce Onu Anlayalım
Türk Kaynaklarında Volçan
Volçan Voyvoda (Valchan voivoda), Istranca dağları, rodop dağları, Balkan dağlarında 80 yıl eşkıyalık sürmüştür. Bazı kaynaklara göre 1775’te Kopan, Odrin Trakya köyünde doğdu. 17 yaşında ağayı öldürdükten sonra kız kardeşine sahip olur. Ve artık volçan kaçmak zorundadır. İstanbul’a kaçtıktan sonra yunan stavroz (Stanchov) ile tanışır, Stavrozdaki define haritası volçanın çok işine yaramıştır. Bu haritada bulunan yüklü miktardaki roma hazinesini çıkardıktan sonra stavrozu öldürür ve tüm hazineye sahip olur. Daha sonra Bulgaristana geri döner. Bu hazine volçanın ilk hazinesidir.
Daha sonraki eşkiyalık yıllarında bir çok soygunlar yapmıştır. Osmanlı kervanlarından yüklü hazineler elde etmiştir. Bu bölgede Osmanlı askerlerinin baskısına uğrayan volçan ani kaçışla İzmit, Bursa, Bilecik, Yalova bölgelerinde belirli süre faaliyet göstermiştir.
Bulgaristan Kaynaklarında Volchan
Volçan 3 ayda 70 kişiyi toplayarak güçlü bir ekip kurdu. Ekibin başına ise pop martini geçirdi. Başlangıçta, Türklerin Bulgarlara karşı yaptığı şiddet ve vahşetten intikam aldıklarını okudum.
Ekip ilerleyen yıllarda 200 kişiye yükseldi, Malko Turnovo’dan Lozengrad’a kadar toprakların efendisi oldu. Orada Türkler artık Bulgarlara karşı şiddet uygulamaya cesaret edemiyorlar, Çünkü Volçanın intikamının korkunç olduğunu biliyorlardı.
Volçanın Emin Ağa ile ne zaman temas kurduğu bilinmiyor. Emin Ağa, toplanan vergileri taşıyan Osmanlı kervanları hakkında volçana bilgi verir. Volchan onlara saldırır, para, altın, gümüş, mücevher toplar ve onları mağaralarda saklar. Aynı zamanda Trakya ve Roma hazinelerini de ortaya çıkarır. Bu şekilde volçanın inanılmaz serveti oluşur.
Eşkiyalık döneminden kalan büyük efsaneleri
Bazı bulgar efsanelerine göre, silahlı ve kılıçlı savaş üniformalı 3.000 adamı vardı.
Başka efsanelere göre volçan hazineyle çok ilgilenirdi. gerçek şuki volçan romanyaya taşındığında yanına hiç hazine almadı. Pop Martin’e gönderdiği bazı mektuplar var. Doğu Balkan Dağları’ndan Strandzha’ya ve Karadeniz’den Tunca Nehri, Edirne ve Kırklareli’ne kadar geniş bir alandan bahseder.
İnanılmaz ama gerçek
Volçanın kardeşleri Hristo Georgiev ağabeyi Evlogi’nin 1867’de ölümüyle 23 milyon olan ve erkek kardeşi Evlogi’nin 26 milyon olan mal varlığı 20 yıldan daha az bir zamanda, 95 kat arttı !
Başka efsanelere göre volçanın pop Martin’e gönderdiği bazı mektuplar var. Doğu Balkan Dağları’ndan Strandzha’ya ve Karadeniz’den Tunca Nehri, Edirne ve Kırklareli’ne kadar geniş bir alandan bahseder. En şöhretli yeri ise Edirne’dir.
Kaynak Vikipedi
Volçan voyvoda sadece Osmanlı ve Türk beylerinden değil, eski Roma ve Trakya hazinelerini de toplamıştır. Her şey tek bir amaç içindi – Bulgaristan’ın bağımsızlığı için.. Bulgaristan’da birçok yerleşim yeri Valchan Voivoda adıyla ilişkilidir.
Şimdi Volçanın Tuttuğu Günlüklere Göz Atalım
ALNI KESİK KAYA + halkalı kaya
Alnı kesik kayanın cepe kısmı yani kovuğun arkasında bir hakla çakılıdır daha ilerde Arnavut kaldırımı döşenmiş Bağdat yoluna ulaşılır bu yolu arkamıza alır ona paralel olan ince bir dereden karşıya geçmeliyiz hafif meyilli bir yokuşu tırmanırız yolun sağında eski bir harabelik görünür burada adamlarıma ait pek çok işareti görebiliriz.
Muazzam büyük bir kayanın yarısı düz biçimde kırık bu kayada tek bir istavroz mevcuttur bu kayanın hemen sağ tarafından bir su gelir dönemeci alırken batar yok olur aynı kayanın hemen solunda ise 3-7 kişinin sığabileceği bir kovuk görünüz kovuğun solunda ve içinde kabartma olarak bir tosbağa resmi vardır bu kovuğun altını oyarak mahsen yaptık oldukça çok sayıda heybe dolusu altını buraya koydurdum ve onyedi kişi ile burasını kapattırdım kovuğun içinde ve solunda kabartma bir tosbağa resmini göremesseniz içeri giremezsiniz bu sırada sakin ve keyif içinde kendime has bir kroki çizdim kalıptan çıkan halkayı teslim ederek oyuğun karşısına geçtim hava kararmış yağmur nerede ise yağmak üzereydi muazzam kanaranın cepe kısmını işaret ederek halkayı oraya çaktırdım.
Benim ölçüm zirveden iple altı metre gelir gelmezse onsekiz arşın noksan olabilir bu kaya halkalı kayadır daha ilerde arnavut kaldırımı döşenmiş Bağdat yolunu görürüz bu yolu arkamıza alarak ona paralel olan ince bir dereden karşıya geçtik hafif meyilli bir yokuşu tırmandık o sırada yağmur hızla yağmaya başladı yolun sağında eski bir harabeliğe sığındık (berlamuti harabeliği ) bu konakladığımız yer bizanslardan intikal etmektedir bir gece orada konakladık adamlarımın can sıkıntısından olmalıki pek çok nişanlar yapmışlar bazı yerlere kendi paralarından yerleştirmişlerdir bunların herbiri adamlarımın kendilerine ait olup yerlerini kayıtlarıma almadım yanlız kafası çalışan her şahsın tahminim keski çekiçle bu paraları arının çiçekten bal toplaması misali toplayabileceğinden eminim sabah gün pırıl pırıl berlamuti harabelerinden erken saatlerde ayrıldık önden ilerleyerek bir kayalığa tırmandım burada kalıptan çıkma bir oturak taşı gördüm üzerine oturupta baktığımda halkalı kayaya çaktığım halkalar burdan gözlük şeklinde görünüyordu.
Aşağı indim ve tekrar halkalı kayaya geldik bu sefer sağ tarafta dar bir boğazda bir çeşme gördük buda konstantin yapımısuyu ayakta rahatlıkla içilebilir oluğu taş bu taşta da bir istavroz vardır bu çeşmeyi sabit nişan alarak karşıdaki sırta geçtik
SİNEKLİ MAĞARA + ÇİMENİKA KALESİ + KAPI KAYA +KARTAL KAYA
Bir mağara içeride üç beş at leşi olup sinekler vızıl vızıl uçuyordu dedimki adı sinekli mağara olsun içeri girerseniz tam ortada bir taş dikili olduğunu görürsünüz taşın altında oyma bir delik sağında ise nal resimleri görürüz bu taşı kaldırın ve bakın nalların yönünde yani devamlı sağ cenabı izleyerek dahada ileride sol yolu görmezlikten gelerek ilerledik sol cihetten giden iki adamımın acı feryadı kulağımda cınladı yolu kestirerek tuzaklıdır dedim sağ cenabı kısa bir süre takip ettik dört adet ufak odalarla karşılaştık odaların birini tamamen kapattırdım soldan üçüncü odayı tamamen olmasada doldurduk ağzı kapalıdır biz altı saatte kırk kişi ile kapattık siz üç saatte seksen kişi ile açamazsınız ama bir kişi ikiyüzkırk saatte veya on günde devamlı çalışmak sureti ile açabilir.
Odaları geçerseniz meydanlığın orta yerinde taştan örme bizanslardan kalma içerisine mallar doldurulmuş bir kuyu görürsünüz bu kuyunun her bir taşında istavrozlar gözle görülebilecek konumdadır yolun devamını izleyerek mağaradan çıkarız dışarıda patika yoldan ilerlersek yol ikiye ayrılır bir yol bağdat yoluna gider diğer yol aynı şekilde ters dönüp halkalı kayamıza ulaşır biz bağdat yolunu takip ettik kıble cihetinden ilerleye ilerleye gün batarken vezir köprüsünden geçtik vezir hanlarında konakladık bol tavuk eti ile şarap içtik ve yedik eğlendik sabahleyin çimenika kalesine olaştık bu kalede ağzına kadar dolu kör bir kuyu ile ortada bir sandık dolusu altınımız bulunan yedi adet yar yaptık tam o sırada bizi izlemeye kalkan hancıyı da öldürerek kuyuya attık kuyunun üstü taşlarla örtülü olup zahmeti gerektirir ağzı dört köşe olup yirmi bir kulaç sarkmak gerekir çimenika kalesinden gelen yol ikiye ayrılır ulu bir kaledir terk edilmiştir kalede sekiz teneke altın paramız olup tarafımızdan yapılmış dört basamaklı merdivenin altına yerleştirilmiştir bir teneke altında kuyunun yanındaki bir dibek taşının altındadır dibek taşının üzerinde resimler vardır
Kalenin eteğinde sıra sıra kayalar vardır kırk kırk beş kadar hayvan bağlanacak yerler ve yemlikleri bu kalededir tabanı taş döşemelidir orta yerinde ise tamı tamına bir teneke altın üzerindeki taşta istavroz işlenmiş durumdadır kaldır ve dünyalığını al çimenika kalesinden gelen yolun sol cenabını izleyerek diğer adamlarım kapı kaya adını verdiğimiz mevkie kadar gelmişlerdi kapı kayanın sol tarafında eğer görebilirseniz kabartma olarak yapılmış Bizans resmi görürsünüz bu güğümden su döken kız resmidir suyun döküldüğü yeri bir metre yirmi üç santim kazarsan on dört bin otuz üç adet mahmudiye altını yerleştirilmiş olduğunu görürsünüz bir metre yirmi üç santim doğuya ölçüp burasını aynı şekilde kazarsan tencere içinde üçbin sekizyüz adet beşibir yerde ve bir gümüş toka bulursunuz keseciler dersine inerseniz yol boyunca yapılmış dört adet kalıptan çıkma kılavuz taşını görürsünüz bunlar tarafımızdan dikilmiştir iki metre seksen santim. İstavrozludur içleri oyuk olup doldurulmuş olan sıvalıdır.
Ağız kısımları toprağın içinde ters gömülüdür çıkarın bakın ve dünyalığınızı alın tabi alexandır tarafından ellenmemiş ise eğer… saatler süren yolculuğumuz oldukça yorucu geçiyordu petrov ve sebastiyan yol boyunca on üç tane kartal avladılar bir köylü bize burası çok akıl almaz bir yerdir dikkatli olun dedi yaşı seksen beş civarındaydı ne demek istediğini kendisi daha iyi bilirdi herhalde tam sağlam bir mevki bize göre dedik sırtımızı kartal kayaya döndük sivri taşlık bir kayalık yer gördük yanıma birkaç emanet ve üç dört adam alarak burayı taradım fırına benzeyen bir mağara gördük bu mağaranın karşısında emanetlerimizde içersinde sekiz yüz adet karışık altın bulunan kabartma bir koyun çanını görürsünüz işareti taşlardandır ikinci yolu izlersek bu yolda edirne vilayetine gider burası Osmanlılara hükümet merkezliği yapmıştır çok uzun bir yoldur yol boyunca sağ ve sol cenaplarda beyaz ve sandık biçiminde taşlar vardır sağ cenaptakilerinin bazılarında istavrozlar vardır horasanlıdırlar her birinde bin adet karışık altın olup üçünde ihmal edilmeyecek meblağım mevcuttur aynı zamanda kılavuz taşları olup uçları tarafımızdan kahya ile birlikte kırılmıştır.
KAPI KAYA
Kapı kayada ana kayaya kabartma olarak resimlenmiş güğümle su döken kız resmi vardır suyun döküldüğü yeri 1.5 metre kazar isen ondörtnin otuz üç adet mahmudiyeyi elde edersin suyun döküldüğü yerden doğuya doğru 1.23 metre ölçüp kazarsan 3800 adet beşibirlik elde edersin daha ilerde keseciler deresine ineceğiz buralarda yoldan sapılmaması için yol boyunca 41 adet kılavuz taşımız vardır bunlar sıvalı içi doludur bu yolun ikiye ayrıldığı yerde AYRAN PINARI mevkinde şahin kaya var pınarda taş üstünde 3 ayaklı karaca resmi vardır bu taşın altında bir kazan parası mevcut ayran pınarı karşısında şahin kaya AYRAN PINARI ile şahinkaya arası 40 dakika çeker ŞAHİN KAYA yı isbat etmek için 14 çerçeve vardır yedisi 11 cm derin diğer yedisi 21 cm derindir ayran pınarının güneyinde kalır ayran pınarının olduğu köyün eski adı LAZARADIR yeni ismi ise TAZ ALİ dir.
Ayran pınarının suyu içilmez ŞAHİN KALE nin gündoğusunda yapma kale vardır burası şahin kaledir burada bir çok yazılar görebiliriz altı ise tüm mağaralıktır kapıkayada 2 kız birbirlerinin başlarına çember örter vaziyette yine bu arada ufak bir kız çocuğu koluna su testisi takmış su getirir kalenin dibindeki mağaralarda kapı ağzında koyun makası bulunan mağaranın içinde POP MARTİN in 14 kağnı arabası bulunan eşya ve parası vardır buralara yolu düşenleri saptırmak için yol boyuna 12 adet taş diktik nihayet eski bağdat yoluna çıkar buradan EFEM köprüsüne ineriz bu köprü tek kemerlidir LAZARA köyüne doğru 14 adet taş dikilidir bazılarında işaretlerimiz vardır 7 ve 9 uncu taşın üzerinde bir fincan resmi vardır bu taşın altında bir kazan paramız mevcuttur bulacak olursanız bir tanesinin farklı olup rengininde değişik olduğunu anlarsınız
CENEVİZ KALESİ
Sinekli mağaradan gelen bir ince yol bağdat yoluna çıkar bu yol taş döşemedir diğer yolda halkalı kaya üzerine çıkar halkalı kaya üzerinden uçuruma baktığınızda bir yerde oyma olarak yapılmış bir dama taşını gözleriz uçuruma sırtımızı dönüp sağ ayağımız ile dama taşının istikametinden baktığımızda 200 adım ilerde 3 oturak taşı buluruz halkalı kayanın önünde eski bağdat yolunu vardır bu yol öncede belirtildiği üzere taş döşemedir yolun güneyini takip edersek vezir hanlarına ve vezir köprüsüne geliriz daha yukarı sırtta CENEVİZ kaleye gittiğimizde bir türbe görürüz türbenin başında bir işaretimiz var hayvanın arka baçağı ve bu tarafa 12 adım batıya doğru bir taşta daire dikili taş var…?…
Bu kale ceneviz kaledir içinde duvarında manda gibi siyah bir taş var bu taşın üzerinde atının üzerinde süvari resmi görebiliriz bir el resmi hem avuç sırtı sağ eldir kapıdan çıkarsak yol ikiye ayrılır sağa giden yol kazana benziyor kavis çizer.
CENEVİZ KALE TIRMANAN ERKEK KARADAĞ KARATEPE
Alisafranbey köyünün yayan 15-20 dakika deniz sahilindeki yeni köyden orman yönünde 70 dakika çeker güngörmez ile aksu boğazı ve karadağın bulunduğu mevkide cenevizlerden kalma ceneviz kalemiz mevcuttur ceneviz kale adı ile izah ettiğim harabeliğin çevresinde 3 basamaklı açık mağara bulunmaktadır bu mağaranın yakınlarında yarı kaldırımlı bir yol yukarı yöne gitmektedir bu ince kaldırımlı yola belirli aralıklarla dikili 12 taşımız vardır ayrıca kale ile ince yolun çevresinde küçük bir dere içinde ana kaya üzerinde bir sofra resmi var.
Sofra taşının çevresinde 4 adet dikili taşlarımız vardır karadağda açık bir mağara var ayrıca 3 tepeler vardır karadağı isbatlayan özellikaçık mağara ile 3 tepelerdir karatepenin veyahutta kara dağın zirve ve çevresinde boyun noktalarında ana kayaya oyma tarzda bir geyik ile omuzunda bakraç bir kadın eli silahlı ayakları dokalı adeta zirveye tırmanmakta olan bir erkek resmi var…
KUDRET KALESİ
Bu yol kudret kalesi dibine gider kudret kalesi üstünde batı burnunda yapılmış 4 basamaklı merdiven vardır bu kale eteklerinde bir sıra ahır olup içinde 40 baş hayvan bağlanacak yerleri vardır yemliklerin sağ başında at üstünde bir süvari var sağ eli ile işareti gösterir …?… kudret kaleyi takiben KAPI KAYA bakınız ( sayfa 21 )
KARA TEPE
karatepeye çıkarken bir ana kaya üzerine kabartma olarak çerkez eyerini tam olarak yaptık kabartması ön kaşına takılı resimlendi karatepe oldukça sivri ve yüksektir kara tepe üzerinde 3 direkli gemi resmi bir direği kırık on adım kıblesinde 3 basamakla üzerine çıkılan bir yatak bir ucu domuz ayağına bağlı 21 baklalı zincir buradan yarım saat ilerde mağaraya gireceksin gemiden mağaraya gelirken şerifeli bir taş göreceksin mağaradan bir saat ilerde geminin tersini göreceksin taşta bir yengeç resmi birkaç tanede mağara birde sofra kaya var karatepe ve tekne kaya sadece taşı üzerinde istavroz bir tek türbe birde mihraplı mağara mağara iki odalı bir tanesi müslümanların namaz kılacakları mihrap mihrabın kenarları eski türkçe yazılar mevcuttur.
İkinci odada yine bir mihrap bu defa mihrabın ortasında istavroz var yol kenarında anbar şeklinde oyulmuş bir kaya bu kayanın içinde bir istavroz bir meşale bir gül birde yaprak
( kara tepenin tarifi ) karatepeye çıkarken 7 yerli taşa kabartma olarak takım halinde çerkez eyeri yaptık (ist voll) kantarması dahi katlanmış vaziyette eyerin üzerine taktıkkaratepe oldukça sivri ve yüksektir bunun dışında üç direkli gemi bir direği kırık bir sofra kaya üç direkli gemi resminin 10 adım kıblesinde üzerine üç basamakla çıkılan bir yatak bir domuzun ayağına bağlı yirmibir baklalı zincir buradan yarım saat ilerde mağaraya gireceksin yine bir kaya üzerinde yengeç resmi mevcuttur
KARA TEPENİN CİVARINDAKİ DEĞİRMENLER
kara tepenin karşı yönünde karanlık dere vardır bu derenin 300 metre kadar ilerisinde bir şerifeli üzerine 8-9 basamakla çıkılabilinen minare kayayı görebiliriz bu minare kayanın üzerinde büyükçe bir istavroz görülür konumdadır minare kaya lağvolan eski karahasan köyü ile bugün meskun özellik taşıyan köyün arasındadır karatepenin doğu yönüne gelen bir çölzek içersinde papaz samirsanha değirmeni bulunmaktadır bu değirmenin iniş giriş yolu kapalıdır değirmenin içine ancak 18 sıra taş basamakla inilmektedir bu değirmenin arkasında üstünde 4 hava vezgal deliği olan açık bir mağara vardır bu mağaranın üstü hora meydanıdır hora meydanında 3 dikili taş olup bu ortadaki taşın başı kırıktır ortadaki taşın üzerinde ve tam ortasında her iki tarafa döner vaziyette küçük bir halka mevcuttur.
Bu taştan dünyalığa ulaşmak kapı cihetinden girmekten daha kolay ve az zaman gerektirir DEĞİRMEN -2 – KARA ALİ DEĞİRMENİ bilhassa kara tepe ile karadağ etrafında ayrıca şu özellikte bir su değirmeni vardır bu değirmenin önündeki binek taşının üzerinde 3 adet köpek ayak izi vardır suyun çıktığı kayanın üzerinde tabii kayada oyma olarak bir bakır kazan resmi vardır bu değirmenin 15 dakika doğusunda karşı tepede eski taştan yapma mezar taşları bulunmaktadır bu mezarlıkta oldukça büyük meyva ağaçları vardır bu mezarlıktaki mezar taşlarından bir tanesinin başı sarıklıdır buradaki mezar sayısı 100 adettir DEĞİRMEN 3 karatepenin etrafında çevresinde ve yakınlarında 2 tane küçükçe göl olup bu mevkiden deniz görünmektedir bu çevreden çıkan kaynak suları ikinci bir haramidereye dökülmektedir haramiderenin suyu daha aşağılarda şeytan dere ile birleşmektedir bu her iki dere aşağılarda kapıkaya mevkine inmektedir.
Kapıkaya mevki ile yukarıda belirtilen şeytan dere ve harami derenin aşağısında şu özellikte bir su değirmeni vardır POP MARTİN SU DEĞİRMENİ bu değirmenin her iki tarafı ana kayaya oyularak yapılmıştır değirmenin oluk başına 7 basamakla çıkılmakta içine ise iki basamakla girilmektedir bu değirmenin 26 adım üst tarafında yüksekçe tabii bir tepe vardır bu değirmenin 10 adım altında ve derede tabii kayada oyma tarzda özenle işlenmiş 3 adım ara ile 2 GÜNEŞ resmi vardır
BAŞDEĞİRMENİN ÖZELLİKLERİ
Baş değirmenin suyunun çıktığı mevkii çok kayalıktır bu değirmenin çevresindeki tabi kayalarda oyuklar, baklalı yani zincirli kaya ile daha pek çok işaretler vardır, bu baş değirmenin doğu yönünde kara tepe kovan kaya ayı ini ile kirazlı boğaz bulunmaktadır bu kirazlı boğazın üstünde ise güngörmez köyü vardır bu güngörmez köyünün çevresinde girdap kaya olup bu kaya üzerinde iki halka bulunmaktadır bu halkaların biri küçük diğeri büyüktür bu halkaların arasındaki mesafe 35 adımdır büyük halkanın 20 adım önünde erkek penisi resmi vardır penisin yakınlarında 1 metre uzunluğunda zincir mevcuttur zincir oyma tarzdadır bu çevrede çingene kale olup bu kalenin altında manola ait 63 kişilik gurubu ile uzun süre barındığı yataklı mağara vardır.
Unutulmaması gereken diğer hususta baş değirmen değirmen deredeki birinci değirmen olmakla beraber dolaplı ve çarklıdır bu değirmenin su bendinin başlangıç mevkii suyun bu değirmene geliş yeri keçi deresidir bu derenin üst tarafında ise kuru kulak deresi bulunmaktadır bu kurukulak dersinin sol tarafında içine 3 basamakla çıkılan açık bir mağara mevcuttur bu mağaranın yan tarafından ince kaldırım bir yol geçmektedir bu üç basamaklı mağara ile ince kaldırımlı yolun çevresinde 12 dikili siyah taş bulunmaktadır bu üç basamaklı mağaranın dışında ve karşıki tabii kayada 4 deliği olan bir kopana vardır bu delikli kopananın yakınlarında ve çevresinde ana kayada oyma olarak işlenmiş bir kama resmi mevcuttur
SOFRA KAYA (şeytandere)
şeytan dere içinde 3 tarafı ana taştan 3 basamakla üstüne çıkılır sofra kayası üzerinde yarım ekmek dilimi 2 tabak birbuçuk balık 7 çatal 7 kaşık su bardağı ile 3 baklalı zincirli bir çerkez kaması yaptık buradan aşağı gidilirse 200 adım aşağıda kireç ocakları vardır kireç ocağının biri derenin bir tarafında 2 si diğer taraftadır derenin taşları beyaz kireç tozlu taşlardandır burdan güneye bakılması halinde kızıl erikle ıhlamur ağaçları görünür derenin sağ ve sol tarafında siyah ve kırmızı toprak vardır sofra kayanın doğusuna gelen birinci dereyi aşarsak kazan dereye ulaşırız AYRINTILAR….. BU SOFRA KAYAMIZA yontma taşlardan yapılmış 3 basamakla çıkılır bu sofra kayamızın üzerinde bulunan resimler şunlardır 2 tabak 1.5 balık 7 çatal 7 kaşık bir bardak 3 bakladan oluşan zincirli çerkez kaması…
VEZİRTEPENİN ÖZELLİĞİ
Vezir tepenin tam zirvasinde 12 adım uzunluğunda bir mezar olup bu mezarın ahali taş kaldırım döşelidir vezirtepenin eteğinde 2 dönüm araziyi kaplayan bir göl vardır bu gölün 2 adı olup biri sazlı göl diğeri katır boğan gölüdür bu gölün ortasında siyah bir taşın üzerinde karşılıklı şekilde 2 güvercin resmi vardır bu gölün ufak bir ayağı aksu deresi ve yahut harami dere ile birleşmektedir bu suyun birleştiği mevkide aynı yerde aynı mevkide etrafı ana kayadan oyma bir su değirmeni vardır değirmenin su arkının solunda 9 basamak mevcuttur değirmenin içine 3 merdivenle inilir ayrıca değirmenin tam karşısında ufak bir mağara olup mağaranın karşısında ise kesme bir yol mevcuttur bu mevkide sarıgöl veyahutta katırboğan gölünün suyunun birleştiği harami derenin üst tarafında daha 3 değirmen vardır bu mevkii sarı meşeliktir bütün bunlar vezir tepenin batı yönündedir.
Vezir tepenin yayan olarak 2 saat yukarısında erikli yurt yaylası ile batı kuzeyinde kirazlı yayla bulunmaktadır demek oluyorki vezir tepe bu iki yayla arasında kalmaktadır KAZANDERE yakınlarında ve çevresinde bizanslardan kalma manastır enkazı bulunmaktadır bu manastırın sağ tarafındaki mağaradan kolaylıkla kazan dere görülmektedir bu manastır vezir tepe kalesinin çevresindedir bu çevrede kazan deresinden sonra pabuç dereside vardır papuç derede eski küçük bir köprü vardır vezirtepenin poyrazında sarı gölün gündoğusunda kayalıkta bir yeniçeri askeri yaptık tırmanır şekildedir aşağısında bir yılan askere saldırır vaziyette resimledik ufak bir emaneti matarasında buluruz ana para ise yılanın kuyruk ucundadır vezir tepeden yukarılara doğru muntazam oldukça düz bir kirazlık mevkii bu yaylada kabartma olarak boynunda çanı ile beraber tek öküz resmini görürüz.
ALİBEY DEĞİRMENİ
karadağ aksu boğazı ve bilhassa ali safranbey köyünün hudutları içersinde bir sazlı gölün kuzey tarafına gelen bir etekte şu özellikte bir değirmen vardır bu değirmenin her iki tarafı ana kayaya oyularak yapılmıştır beş arşın kadar buyüklüktedir değirmenin üzerinde semerli taş vardır bu semerli taşın yakınında iki dikili taşın üzerinde istavroz mevcuttur semerli taşın 10-15 adım kadar yakın civarında başka bir taşta bir tabanca görebilirsiniz oluk başında oyuk içinde nişanı yengeç birde istavroz görülür durumdadır bu değirmenin yakınında bir incir ağacı bulunur bu değirmenin oluk başı tabii kayadan olup 5 adım uzunluğunda ve oymadır değirmenin tam karşısında küçükçe bir tepe var bu tepenin altında çınar ve kızılcık ağaçları var bu ağaçlara yakın ana kayada kurt kafası resmi vardır.
Çınar ve kızılcık ağaçlı derenin mevkinin biraz üst tarafında 1. tepenin az ilersinde batı yönde 2. tepenin yakınlarında bizanslardan kalma tabii kayadan yapılma küçükçe bir kilise vardır kilisenin 50 adım batısında iki su kaynağı bulunmaktadır tabiri caiz ise acı su tatlı su diye bunlara denir tatlı su kaynağının tam karşısında ise üzerine 3 basamakla çıkılan bir yer var bu kayanın üzerinde 2 ayak izi ile sağ tarafında bir gemi resmi bulunmaktadır ayrıca erkek resmi olup sol eli ile kara tepeyi göstermektedir
ALİBEY DEĞİRMENİ VE ÖZELLİKLERİ
Harami derenin üst yukarı kısmında bu dere ikiye ayrılmaktadır sağdaki dere şeytan deredir bu iki derenin ayrıldığı mevki yakınlarında 3 tarafı tabi kayadan oyma alibey değirmeni bulunmaktadır bu değirmenin taşları beyaz mermer kireç taşlarıdır bu çevrede kızılcık ve ıhlamur ağaçları bulunmaktadır derenin diğer tarafı ise siyah ve kırmızı topraktan oluşmaktadır bu çevrede kazan dere oluyor bu derenin kenarında içi moloz taşlarla doldurulmuş konumda bir su değirmenide vardır bu değirmene yakında bir şelale bulunur biraz yüksekçedir bu değirmenin suyu 200 adım mesafeden gelmektedir poyraz yönü kara orman ve kesikkaya mevkidir alibey değirmenine iki kaynaktan su gelmektedir biri acı biri tatlı olan iki kaynak arası 100 adımdır kaynağın birinin başında yarım değirmen taşını görürüz kaynağın tam karşısında dört köşe delikli bir taş vardır
ALİBEY DEĞİRMENİ DEVAMI
Alibey değirmenine iki kaynaktan su gelir biri tatlı diğeri acı sudur bu iki kaynak arası yüz adımdır kaynağın birisinin başında yarım değirmen taşı var kaynağın tam karşısında ise dört köşeli delikli taş değirmenin oluk başı 5 adım uzunluğunda ana taştan oyma oluk başında bir dikili taş olup üstünde 2 istavroz bulunmaktadır oluk başında oyuk içinde bir yengeç ve bir istavroz yaptık topal ayının baktığı tarafta bir balık var 50 adım ötede taş üzerinde değirmenin baltacık resmi 15 adım doğusunda çömlek kadar oyuk taş karaca çifliği içinde kayada bir kız bir noktaya bakar konumda çakıl yığınına yakın bir topal ayı bir geyik 3 kuyular birinci ve ikinci kuyular açık üçüncüsü kapalıdır kuyudan 3 metre ilerde yazılı bir taş görürüz.
Taşın doğusunda tava resmi batısında 4 köşeli taş taşın ilerisinde dağlık arazi karşısında üç tepeler orta tepenin arasından yol geçer tepelerin kıble tarafında 4 taş var tepelerin dibinde yarık kaya çatal kayanın olduğu yere top koru denir karadağa 25 dakika arası o civarda bir bakraçlı kadın resmi geri bakar vaziyette karadağda önemli birkaç işaret daha bir ay bir balta bir kursun atımı batıya doğru kayalık içinde 4 at koşulu fayton resmi arabacının kırbacı elinde atlara vurur halde arkasında küçük bir köpek karşısında bir mağara erikli yaylasında bir soğuk su kaynağı bulunmaktadır yakın civarda 3 mezar var karanlık dereye inerken bir yol yörük yaylasına diğer bir yolda hamamlara gider 3 yol ağzında bir mezar
AMBAR KAYA
Tahtacı köyü nami ile bir köy vardır bu köye tek gözlü bir köprüden geçen yol üzerinden gidilmektedir yol ilerde ikiye ayrılacaktır sağ yol doğru yoldur kılavuz olarak yolun sağ yanında taş üzerinde mükemmel işlenmiş bir saat resmi yaptık yine ilerde yol cihete ayrılıp yollardan biri türbe tepeye çıkar türbe tepeye çıkarken yolun kenarında 4 köşe olarak oyulmuş ambar kayayı bulduk ambar kayanın kaya nın bir tarafında meşale resmi diğer tarafında istavroz mevcuttur istavrozun ucunda hazen yaprağını görebiliriz en büyük istavrozun boyunu ölçü alıp derin kazarsan bir mahzen bulursun mahzeni doldurduk pek çok zengindir aynı yolu izlemeye devam edilirse kaya üzerinde tavşana saldırır vaziyette bir şahin görebilirsiniz tepenin üzerine çıkılınca orta yere doğru yürü 3 adet koltuk taşı görünür uzun uzun oluk şeklindedir.
Onların yanlarında kalan yerde bir nöbetçi barakası barakanın altında dikkatle izlenirse yarım ay yani hilal göze çarpar barakanın karşısında ise dolunay ile güneş resmi vardır barakanın içine girdiğinizde altında kalan dört köşe taşları yerlerinden kaldırarak alt üst edin bir takım tekrarlamalar görürsünüz işte bu rakamlar gerçek krokidir aynı şekilde ve aynı tepede bir taşta kahve tepsisi resmi ile alt alta sıralanmış sekiz cezve ve sekiz fincan resmi bulunur cezve ağzının önünden itibarenüç adım mesafede bir taş bulursunuz bu taştan itibaren her her üçer adımda bir muntazam yapma taşlar görürsünüz taşları tutup kaldırın altından çift rakamlar çıkacaktır tek rakamlar çift rakamla karşılaştırılınca merkezimizi ortaya çıkarmış olursunuz
ERİKLİ YAYLA
Bu yaylada prk çok işaretlerimiz mevcuttur davul hilal tavuk 3 öküz yarım insan kızlar yılan ayı ve ayıcı avcı domuz tavşan kartal kurt sucu kız terazi balık erikli yaylasında bir su kaynağı vardır bu civarda 3 mezarları görebiliriz
erikli yaylasında bir soğuk su kaynağı bulunmaktadır yakın civarda 3 mezar var karanlık dereye inerken bir yol yörük yaylasına diğer bir yolda hamamlara gider 3 yol ağzında bir mezar
KAZAN DERE
burada ana kayaya oyularak bilhassa tarafımızdan kapatılan DAĞARCIK (arkacık) değirmenini yaptık bu değirmenin domuzluğundan dökülen suların bulunduğu yere bir domuz resmi yaptık ( 3 değirmenler bölgesindeki sofra kayanın doğusundaki ilk tepeyi aşar isek kazan dereye ulaşırız bu derede dağarcık değirmeni diye anılan bir değirmenin çok yakınlarında 3-6 adım civarında 7.000 okka altın paramız bulunmaktadır ) değirmenin biraz aşağısında 5 arşın yüksekten dökülen şelalemiz vardır gölünün altında havuz içinde demir kazıkla çakılı halkayı yaptık havuza yakın oturak taşına 30 cm boyunda istavroz işledik bu istavrozun üst tarafına doğru yukarı baktığınızda bir mağara göreceksiniz şelaleden biraz yukarıda bir balık resmi var burada bir binek taşı ile bu binek taşına yakın karpuz gibi yarık bir taş bulunmaktadır+ yarım dekarlık arazi içinde tek kornalı çeşme görürüz bu çeşmenin suluk taşı var taşın altında ise..?..vardır
Bu kornalı çeşmenin sol tarafında bir mağara görürüz içine yatalak şekilde sırt üstü girilir içerde bir dikili taş görürüz bu taşın alnında bir delik var deliğin sol tarafında bir nal resmi içinde de bir istavroz işledik mağaranın içinde sağ tarafında çıkılacak bir mahsen yolu var sağ tarafında bir ok resmi vardır bu mahseni gösterir bir yürek resmi var bunun anlamı tehlikelidir yani tuzaklar her an kurbanını bekliyor burada bir delik var bu delikten gidilirse sırt üstü olup bacaklarını sarkıtırsın böyle girilmesi daha sağlıklıdır mahsene indikten sonra yol ikiye ayrılır sol tehlikelidir sağ yolda ilerde bir meydana çıkacağız meydanın ortasında çevrili koyun ağılı gibi sarılmış taşlar göreceğiz meydanın ortasında bir çeşme oluk taşı diye yapılmış …?…
TEKNE KAYA
Tekne kaya kurt kaya bölgesinde bulunmaktadır kartal kayadan kartal yuvası görülmektedir tekne kayaya 3 basamakla çıkılmaktadır 180 cm boyunda 150 cm eninde iki nokta oluşmaktadır bu kaya mermerden olması ile beraber doğu köşesinin kırık olduğunu açıkça görebiliriz 4 köşesinde birer delik var kırık olan köşenin kenarında ise birkaç satır rusça yazı görebilirsiniz merdivenlerin 2. ve 3. basamağı oyularak yapılmıştır oyulmuş olarak işlenen basamakların üzerine çıkılması halinde burasının biraz daha düz olup 3 karış uzunluğunda ortasında çekiçle işlenmiş kopana mevcuttur ucunda zincir çerkez bıçağı bıçağın olduğu yerdende su akıyor olsa aşağı doğru bir iztavroz görülür teknenin yanında 2 taş var bunların tekneden daha yüksek olduğunu sizde farkedebilirsiniz
VEZNEDAR EMİN AĞA DEĞİRMENİ
bu değirmenin iki tarafı tabii kayaya oymadır üç basamakla içine girilmekte dokuz basamakla latine çıkılmaktadır emin ağa değirmeninin yakınlarında bir değirmen daha vardır değirmen arkının soldan 9 basamağı vardır domuzluk ayağının içinde sağ tarafta duvarda 9 civcivli tavuk ve onlara saldırır vaziyette bir yılan resmi görürüz değirmenden çıkan suyun sağından gelen bir yanına topal ayı ile çubuğu ensesinde sokulu sopası yere dayalı def ile ayı oynatan ayıcı resmini görebiliriz bunların 23 adım karşısında ayının ayağını işledik bu değirmenin önünde yarık kaya ile bir binek taşı mevcuttur değirmene sırtımızı dönüp binek taşının üzerine çıkarsak karşıda küçük bir mağara görürüz bu mağaranın kapısının yanında kesme bir yol yaptık mağaranın kapısı 2 insan geçecek genişliktedir üstüne çift öküzü küçük bir çocuk çeker vaziyette resimlenmiştir
ALİ SAFRANBEY KÖYÜ AKSU BOĞAZI
ali safran bey köyünün yayan 15-20 dakika deniz sahilindeki yeni köyün orman içersinde güngörmez aksu boğazı ile karadağın bulunduğu mevkide cenevizlerden kalma bir kale harabeliği ile ceneviz kale vardır bu kalenin daha fazla güngörmez ile aksu boğazı ve karadağ mevkilerinde olması muhtemeldir bu ceneviz kale harabeliğinin çevresinde yani yakınlarında içine üç basamakla girip çıkılan açık bir mağara mevcuttur bu mağaranın yakınlarından yarı kaldırımlı bir yol yukarı yöne gitmektedir bu ince kaldırımlı yol ile ceneviz harabeliği yukarıda bir tepeye gitmektedir burada belirli mesafelerde 12 adet dikili kılavuz taşı vardır
BALKAYA İLE İLGİLİ AYRINTILAR
Bir esbiti kırık sürücü ve atları ile fayton resmi vardır arabanın dört tekeri arasında bir köpek resmi vardır atları dikkatli izleyin baktığı yön bize bir istikamet vermektedir bu istikamette BALKAYA vardır
Balkayada arıkovanı resmi vardır gerçek anlamda yaz aylarında burada arı hiç eksik olmaz ağzında 4 köşe delik işareti vardır oldukça yüksek sarp bir yerdir bağdat yolu yakınından geçer ancak arkasına bakarsanız 19 basamaklı merdiveni görürsünüz merdivenler ana kaya oyularak yapılmıştır tarafımızdan ilk basamaktan itibaren 19 adım sayın burada bir taş üzerinde balta resmi göreceksiniz ayrıca kabartma olarak çekirge resmi mevcuttur.
Balkayanın kapısı karşısında bir kursun atımı mesafede avcı zağar köpeği arkasında nişan almış vaziyette dimitrov tarafından resm edilmiştir girişine biz kız mağarası dedik yalnız bu mağara kapalıdır içeri girilmesi halinde mağaranın orta yerinde bir kuyu görürsünüz balkayanın ayrı ayrı odaları vardır hepsi heykel külçe altın gümüş altın paralar irili ufaklı helenistik çağa ait sanat esrleri ile doldurulmuşrur bizler içerdekileri saymadığımız dan dolayı miktarını bilmiyorum büyük ihtimalle burası Romalılardan kalmadır üstünde bir giriş yeri mevcut olup 10 kişi tarafından getirilen büyük bir taşla örtülmüştür.
Kayayı kaldıracak olursanız yirmi beş metre derinliğinde bir kuyu ile karşılaşırsınız kuyunun dibinden bal kayanın içine girilir bu meyanda başarabilirseniz taş oyuktanda girebilirsiniz başarılı olupta içeri germeniz halinde içerde karşımıza bir demir kapı denk gelecek Bu demir kapı kırılarak devam edilecek tuzak mevcut değildir tereddüte mahal yoktur kıble ciheti kızın odasıdır bahis konusu bu kız dönemin Bizans imparatoru konstantinin kızıdır kız mağarasının diğer bir işareti 3metre yüksekliğinde bir yığma tepedir bu yığma tepe ön cihetinden yana açılır yine bir demir kapı ile karşılaşırız kapıyı açar 3 basamak aşağı ineriz mükemmel izlenecek bir tarafı vardır bir gemi resmi görürüz yan batmak üzere olan doğu cihetinde bakın burada bir tepecik görürsünüz işte hakiki gemimizin muhafazasıdır kemerlere kadar doludur ve yan yatmış gemi resmi ile mesafesi üç yüz adımdır bu küçük tepenin üzerinde 20 kişi tarafından zorluklarla taşınmış olan taş vardır bu taşın tepesinde delik mevcuttur taşın rengi ise koyu siyahtır
SARAF YAKONUN ÇİFLİĞİ
Şüpheli yer kızılağaç demir köy arası iki yerde parası vardır birisi çiftliğin mandırasında diğeri dükkanlarda dükkanların üzeri şu anda kum tepesi kaplı mandıradaki ise süt havuzunun yanındaki manda büyüklüğünde siyah bir taşın arkasında mandıranın mahzen girişi vardır parası 4 tondur çiftliğe gelmeden dere kenarında yakonun kesik parmağı var bir taşta parmağın üzerinde bir yüzük var taşın altında yüzüğün kendisi var buranın üst tarafı çiftlik mandıra binası yıkıktır usta-34 ten Tek kurnalı üç yalaklı şeçmenin 21 adım altında bir kaya üzerinde köpek budunu bulmalıyız
Çeşmenin 150 adım arka kısmında kaynak burada 3 gen şeklinde üç adet incir ağacı doğu kısımdaki incirin önünde kuyu kuyudan beş adım mesafede yıkama taşı 17 adım ilerde yabani güller 75 adım sonra çalılık ve bir kaynak olması gerek..
ÇALGILI MAĞARA + keçi deresi + Karahasan köprüsü PAPAZ SAMİRSANHA
Bağcılık köyü civarında sıra ile dikilmiş onsekiz adet taş mevcuttur ortadaki taşın rengi siyah olacaktır içi oyuk olup onbeşbin adet meblağ ile sıvanmıştır eğer ras gelirseniz tecrübe etmekten geri kalmayın derim birde istavroz işareti bulursanız içine üç basamakla girilen çalgılı mağaramızda buradadır burada ise oniki adet dikili taşımız mevcuttur içlerinden biri istavrozludur kaldırıp bakın mağaranın solundan kaldırım döşenmiş dar bir patika tepe üstüne çıkıyor kaldırımı dikkatle takip edin biz kaldırımın bittiği yerde oturduk iki carpı onbeş ebadında iki metre derinliğinde bir yeri kazdık orasını zenginleştirdik orasını bulun kazacak olursanız altında üçlü kemer çıkar aradığınızın bu üçlü kemerin altında olduğunu görürsünüz önünüzdeki dere içerisinde bir sofra taşımızı bulabilirsiniz yuvarlaktır dört bir tarafında dört adet dikili taşımız vardır taşın üzerinde yedi çatal yedi kaşık yedi ekmek dilimi bir bıçak bir balık içki kadehi ayrıca ufak bir zincirli çakı resmi vardır. çakının zincirlerini izleyelim derenin karşısında bir mağarayı gösterir mağara bizanslardan kalmadır.
Mağaranın girişinde dikkat edilecek husus kapı üzerinde sandık biçiminde bir tuz taşı vardır özel olarak yapılmıştır çıkar bak mağaranın önünde bir ayak ileri attığınızda göreceğiniz işaret sofra kayayı işaret etmektedir burada tesbit ettiğim husus keçi deresi adı ile anılan deredir haramiler deresi kadar üzerinde durulması sabit uğrak yerimizdir keçi deresinde mola verdiğimizde vakit epey geç olmuştu karagöz ve danagöz köylerinde yavaş yavaş güneş yok olmaktaydı adamlarım aç susuz ve yorgundu halsiz ve dermansız kalmışlardı emir verdim konakladık çadırım kuruldu atlar bağlandı techizat toplanarak bir araya getirildi emanetler çadırıma yakın hemen önümde kontrol altına alındı ateş yakılarak yaban ördeği hindi kümes hayvanları ateşte kızartıldı şarap fevkalade boldu gece geç saatlere kadar eğlendik sabah kalktığımızda dere boyunda keçiler ve ördekler geziyordu bizi görünce kaçmaya başladılar sürü gayet kalabalıktı işte bu dereye bu nedenle keçi deresi dedik eğet yolunuz düşer buraya raslarsanız iyi bakın etrafınızda pek çok işaretler görürsünüz.
Aynı şekilde mağaralara raslarsınız keçi deresinin batısında dahada ileride belirteceğim nalbant sahası alanı vardır şayet bu deredeki mağaraları gezer ve incelerseniz etrafınızda yapılmış nişanlara raslarsınız bunlardan biri mağara içinde üç ve sekiz gemi resmi görürsünüz gemilerden biri yüzer şekildedir diğeri yatar vaziyette diğeri ise ters dönmüş vaziyettedir emanetimiz malın ağırlığından yan yatmış şekildeki gemidedir dere içinde siyah bir taşımız daha olacaktır sekiz kişi tarafından yuvarlanarak getirilen bu siyah taşı bulursan bakarımki üzerinde altı domuz resmi anası önde altı domuz yavrusu sıra sıra yürür vaziyette dir yavrulardan birisinden tek bir bir domuzlu altını alıp esas malı taşın altında ararız keçi deresinde üç yerde daha domuz resimleri vardır oturmuş vaziyette olan tek domuz mala bakar domuzun başının baktığı yeri kazarsan altında büyükçe bir taş çıkar bu taşı kaldırırsan zengin kaynağımıza ulaşırsın.
Ayriyeten bir değirmenimiz var bu değirmen kırk basamaklıdır ondört adedini biz kırdık köyün bütün toplanan emanetleri bu basamakların altına yerleştirilmiştir iyi bakin sağlam inceleyin bulabilirseniz bir köy keşfedeceksiniz bu köyde sağlam bir işaretimiz daha mevcuttur üzerinde üst üste iki nokta ve iki noktanın arasında düz çizgi olan işaretimizde buradadır..
KARA HASAN KÖPRÜSÜ nü tekrar izah edecek olursak köprünün altına gelin bakın son kemerin altında az önceki yazılan işaretin aynısı vardır (bunu bir haç olarakta farzedebilirsiniz) orta gözünde kabartma olarak bir karaca yada geyik başı görürsünüz bu köprü rum devletinin bir eseridir ve civarında eski rum evleri ve bina yerleri mevcuttur bu köyden kalkan halk daha ilerideki yeni köye tamamen göç etmişlerdir ben ufak bir emaneti kemerde bulunan ufak bir taşın altına koydum ve üzerine kara hasan yazısını yazdırdım eski türkçedir kolayca çıkartıp bakabilirsiniz.
NAMUSSUZ İT PAPAZ soyguncu olarak bilinen samirsanha bu izlerden pek fazla yükünü tutmuştur civar köylerinde meğer haracını yermiş Bir defasında tam bin beş yüz baş ufak hayvanı ve elde dokuma kilimleri kendisine haraç olarak verildiğini köylülerin ağzından işittim Bu namussuz papazı o günden sonra kendime rakip seçtim bir gece ansızın aynı havalide bulunan değirmeni bastık yakıp harabe ettik sonradan anladıkki samirsanha geleceğimizi haber almış ve kaçmıştı bu arada ganimetlerimizi çoktan taşımıştı.
Slançev yukarılarda geziniyordu aniden koşarak yanımıza geldi reis papazın mağarasını buldum dedi bölgeyi bir güzel kuşattık mağaranın çevresinide adamlarıma sardırdım şerefsiz papaz çevresini sardığımızı anlayınca silahını ateşlemeye başladı yanında daha dört kişi vardı tahminen yarım saat çatışmamız sürdüsonuçta ortam olması gerektiği konuma kavuşmuş oldu papaz ve adamlarının canını aldık slançev zafer işareti yapmıştı onlara doğru ilerledik petrov bana mağaranın içinin hazinelerle dolu olduğunu beyan etti ne yapmaları gerektiği hakkında açıklama istedi gayet emin ve sert bir şekilde retko dedim burasını tamamen doldurun ve kapatın birden adamlarımdan memnuniyetsizliklerini ifade eden sesler yükselmeye başladı işte eğer bu samirsanha değirmenini ve mağarasını arar bulursan mağaranın beş veya altı arşın kalınlığında toplama taş ve molozlarla doldurulmuş olduğunu görürsün evvela bu taş molozları temizleyerek altında ızgaralı demirlerle karşılaşırsınız ızgaraların altında ise samursanhanın dünyalığı bulurum adamlarımda peyda olmuş olan memnuniyetsizliklerini bertaraf etmek için değirmenin karşı tarafına gelen tepeye çıktık bu tepede bir şölen tertip ettim bütün gece hora teptik muhteşemden öte eylendik bütün herkez memnundu.
Ve o gece bu tepede bazı gizli faliyetlerimiz cereyan etti kaydımda yazılı olarak birkaç şifre mevcuttur işte bu tepe küçük hora tepedir üç adet dikili taşımız mevcuttur tepenin altında papazın mağarası vardır işte ordadaki dikili taştan bu mağaraya girmek kapı cihetinden içeri girmekten daha kolaydır samursanha değirmeninin 1.8 metre mesafede 1,8 boy üç adet delik olup kapalıdır orta az bir mesafede yani orta delikte bir müjde ile şifremizi alın burada merkez yönümüz vardır kolayca papazın mağarasını bulabilirsiniz
TOP KORU
Erikli yaylaya çok yakındır ağaçları top top kümelenmiş dar alanda merkezlenmiş 17 ağaçtan oluşmakta bu top koruda ise şahane işlemeli hamile kadın resmi mevcuttur
KARA KÜTÜK BEL ( BELDİ )
tahmini yıllardan 1800 yılı idi teşrinevvel ayı denizle burun buruna bir deredir akçay deresi boyunda taşlık bir boğazda karaya ayak bastık ortalama 30 saat yürüdük bir beldeye ulaştık adı KARAKÜTÜK BEL Dİ güzel ve inkişaf etmiş muhteşem manzaralı ve tertemiz havası ile çok güzel bir yer bu beldede AYRAN PINARI namı ile anılar bir pınar var eğer bu pınara sırtımızı dönerde karşımızdaki kanarayı gözden geçirecek olursak bir istavroz işareti ile karşılaşırız keski çekiç ile bu istavrozu kıracak olursanız tek bir sultan mahmut altını elde ederiz işte bu bölgede yer alan havalinin tanımının isimleri şöyledir.
KIRCA ALİ KÖYÜ-çevresinde KİRAZLI YAYLALARI KUDRET HAMAMLARI vardır diğer köy DİKMEN TEPE KÖYÜDÜR dikmen tepenin 3 saat aşağı istikametinde KARAHASAN KÖYÜ ve HASKÖY mevcuttur araları yarım saat tutar bunlara tahminen 2 saat mesafede TAHTACI KÖYÜ bu köyün karşısında bir manika (makina) çifliği onun karşısında HERSEK KÖYÜ onun karşısında DANAGÖZ KÖYÜ onun karşısında ALAGÖZ KÖYÜ bulunmaktadır KÖPRÜYE 12 saat mesafede BOYALI KÖYÜ bulunmaktadır Boyalı köyünde dört gün mola verdik ve konakladık köyün çevresi gür ormanlık ağaçların cinsi pelit ağacıdır
PAPAZ SAMİRSANHA DEĞİRMENİ MAĞARASI HORA TEPE ( karatepenin çevresinde )
kara tepenin doğu yönüne gelen bir çatak içersinde papaz samirsanhanın değirmeni bulunmaktadır bu değirmenin iniş ve giriş yolu kapalı olup değirmenin üstünde 4 hava vazgal deliği olan açık bir mağara vardır bu mağaranın üstü hora meydanıdır yani küçük hora tepesidir bu hora meydanında 3 dikili taş olup bu ortadaki taşın başı kırıktır ortadaki taşın üzerinde ve tam ortasında her iki tarafa döner şekilde küçük bir halka mevcuttur
NALBANT ALANI
Nalbant alanı tabiri ile anılan yer fevkalade güzel ve yüksekçe bir tepedir keçi deresinde konakladığımız süre zarfı içinde bu düzlük alanda uzunca bir zaman çalıştık tepenin üzerine çıkar bakarsanız nalbant alanının doğusunda keçi deresi kalır aksi istikamette ise kuru dere kalır nalbant alanı biz bulana kadar katiyyen kullanılmamış yani el değmemişti yem yeşil pırıl pırıl bir yerdi buraya yürüyerek çıktık her tarafı karış karış gezdik inceledik tam benim aradığım gibi bir yer olduğunu fark ettim.
20 kişilik ekibimle buraya 4-5 metre derinliğinde bir mahzen yaptırdım açmamız tam onbir gün sürdü bu mahzene her biri yontma taştan yapılmış 5 basamaklı merdiven yaptırdım 7 katır yükü malı buraya boca ettirdim ve üzerini kapattırdım bu iş geceli gündüzlü tam 11 gün sürdü burasını merkez seçerek sac ayağı şeklinde 19 adım mesafe ile 3 taş diktirdim tam bir eşkenar üçgen ortaya çıkmıştı taşların birinin üzerinde w.w işareti mevcuttur mahzenimin girişi tam orta mahale kalır düzdür kendim dahi ölçmeden merkezi bulamam işimiz bittikten sonra kuru dereye indik ve ilerlemeye koyulduk yarım değirmen ahali bu kuru dereyi takip edecek olursak ana kayaya oyularak yapılmış odamızı izleye bilirsiniz içinde yatak yerlerimiz dahi mevcuttur dere başlangıcındaki burundan 90 adım kadar bir mesafeye uzanacak olursak sivri külahı başında potur pantolonlu bir avcı ateş eder vaziyette görünür ateş ettiği istikamette bir tepecik vardır bu tepede birde özel taş görürüz kaldırıp bakın.
Avcının karşısına geçerek dere hizasında yarım oyulmuş konumda bırakılmış bir değirmen taşı görebiliriz yakınında bir acı su kaynağı vardır değirmen taşının arka kısmına kalan tepeye tırmanıp bakarsak birçok mağara görürüz bu mağaralarda günlerce konakladık bu mağaraların civarlarında birçok yerde başlanmış ve ikmal edilmemiş bir çok değirmen taşı görebilirsiniz bunların aralarında dağda ana kayaya oyularak yapılmış yarım değirmen taşı ile yarım kalmış bir değirmen arkı görürüz burada yarım kalmış değirmen taşını kaldırıp altını kazarsak bir bakır kazanı elde ederiz
KARTAL TEPE VEYA KATIR ERYAP TEPESİ
bölge sazlı gölün civarındadır 2. mahmutun askerleri ile çarpışmış olduğumuz yer katır eryap tepesi veya kartaltepe burnudur burada sayarsak tam 22 adet mezar vardır hepsine kısmeti koyduk ancak gerçek anlamda zengin olan yani hazine ihtiva eden mezar gizlidir ancak kafası çalışan orman ve dağ tepe çiğnemiş zeki biri olmalıdırki benim yerimdeki para yerini çözsün sigara tabakası siyah taş tabut şeklinde …
GENELLEME
Emine burnu civarında denize girinti yaptığı yerde yani koyda bacalı mağara önünden döşemeli bir yola çıktık ilerde dere içersinde iki buçuk gözlü bir metre genişliğinde üzerinde su geçirilen mermer oluklu ve mermer ayaklı bir köprümüz vardır köprüden dörtbuçuk saat ilerde sivrimi çok sivri kara tepeye ulaştık bunların hepsi samakof bölgesi içindedir …kudret kalesi. vezir kalesi. sarıgöl. karadağ. karatepe. ceneviz kalesi.ş ahin kayası. kartal yuvası. üç tepeler. kurt tepe. harami dere. kazandere. balıklıdere. şeytandere. karadağa yakındır.
Karatepeye çıkarken bir bir ana kaya taş üzerinde kabartma olarak çerkez eyerini tam olarak yaptık kabartmasını ön kaşına taktık kara tepe üzerinde üç direkli gemi resmi bir direği kırık on adım kıblesinde üç basamakla üzerine çıkılan bir yatak bir ucu domuz ayagına bağlı 21 baklalı zincir oradan yarım saat ilerde mağaraya gireceksin yeniden mağaraya gelirken şerefeli bir taş göreceksin mağaradan bir saat ilerde geminin tersini göreceksintaşta bir yengeç resmi var buralarda birkaç tane mağara var karatepede bir sofra kayası var bir kulaç genişliğinde iki kulaç uzunluğunda iki renkli bir köşesi kırık 4 köşesi delik bir deccade taşı üzerinde istavroz bir tek türbe mihraplı mağara bu mağara 2 odalıdır odanın birinde müslümanların namaz kilmaları için yapılmış vede burada arapça yazılar mevcuttur ikinci odada yine bir mihrap mihrabın ortasında bir istavroz var
KUDRET KALE
Tam zirvesinde sarp bir tepede bir kartal heykeli uçacak vaziyette kartalın uçuş yönü sarp bir dere dere doğudan kuzeye akar kartaldan dereye patikadan inerken sol tarafında bir mağara mağaranın içinde sol tarafında yarım kılıç ve yarım kol resmi patikadan aşağı inerken sol tarafında 2 arap pehlivan güreşir vaziyette olacak dereye inince tuzla taşları derenin adı arap deresidir derenin üst tarafında kudret hamamları bulunur kalenin eteklerinde 40 katır bağlama yerlerleri mevcuttur hayvanların bağlandıkları ip yerleri taştandır yemlikleride taştan oymadır tepeye yakın yerde su uçuğu ve dikili taşlar vardır yemliklerin sağ başında at üstünde bir süvari resmi vardır sağ eli ile işareti gösterir ( bakınız sayfa 2 ) ayrıyeten kalenin üzerinde batı burnunda yapılmış 4 basamaklı merdiven vardır harami dere içinde çifte möbetçiler değirmeni geçince bir çolak ayı birde çolak papaz değirmenin önünde bir kara taş bu taşın üzerinde köpek izleri görülür daha sonra aynı su arkı ile dönen 3 değirmen görür geçeriz…
REZVE DERESİ
rezve deresi kenarında velika köyü fatma kayaya karşı velika köyü çifliğinde boğaz içersinde masarka değirmeni biraz üst tarafta velika değirmeni bu değirmen dört köyün arkasındadır kayacık köyü çukurköy tahtalı köy alibey köy tabi bu arada karacalarda var
ÇİFT TABANCALAR
Çift tabancaların bulunduğu yer kesik taş mevki tekne merdivenler kurt kaya kudret hamamı oluklar sarıgöl çimmandıra ana hedefler çift tabancalara bir saat mesafede kurtkaya mevkinin arka kısmında günbatıda merdivenlere çok yakın olan kudret hamamı duvarı hafif eğik iki adet tabanca biri arnavut diğeri osmanlı osmanlı olan tabanca diğerinden 2 parmak daha kısa aralarında bir harbi var tabancalardan bir taş atımı mesafede bir kaynak olduğunu izleyebiliriz kaynaktan akan suyun akyığı istikamette 15 metre gideceksin burada su ikiye ayrılıyor ancak aşağıda tekrar birleşiyor arada bir ada oluşturuyor adanın ortasında istavrozlu dikili bir taşımız var suyun birleşip toplandığı yerde adanın alt kısmında bir taş bu taş sanki yıkılmış bir mezarı andırır bunlara yakın bir kuyu var yanlız bu kuyunun üzerinde tarafımızdan dikilmiş bir dikili taşımız vardır.
Kuyudan tabancaların bulunduğu istikamete doğru 3 adım düzlük üzerinde üç adet köpek izini görebiliriz bunlar taştandır tabancalarla iri taşların arasında yine bir dikili taşımız var taşın çatlağından bir karış ölç çatlağın iç kısmına doğru içinde duvarda yazılı olarak tabancalar çıkacaktır minik minik taşlar ve balmumu ile sarılı …?…sonra kuyunun yanına gideceksin dere taşı ile kuyunun…?…
YATAN ÖKÜZLER VE KEBEPENEKLİ ÇOBAN
Sarı meşelik içinde tam ortasında kıç kıça yatar vaziyette 2 öküz araları 3 adım öküzün biri beyaz diğeri kara taştan yapılmıştır beya öküzün baktığı istikamette 51 adım mesafede bir kız elinde bir tutam ot öküze uzatır şekildedir öküzlerin arka budun da birinde balta yarığı diğerinde istavroz mevcuttur öküzlerden 17 adım yukarda bir dikili kaya görürüz bu kaya kebeli bir çobanı andırır yüz kısmı öküzlere bakar vaziyette çobanın hemen altında yaslanmış bir taş var bu taşın üzerinde bir atnalı resmini gözleriz ayrıyeten bu taşın bir kenarı çatlaktır…?…
Aynı taşın üzerinde maskeli bir kantar var …?… buradan yine yukarı istikamete devam ediyorsun suyun arkasında kuru dere yatağını bulacaksın onunkarşı tarafına doğru geç bir mevkiye geleceksin ..?..bu kez değirmene doğru iniyorsun bir köpek resmi göreceksin köpeğin yapılı bulunduğu kanaranın üzerinde alçak bir taş var taşın altındaki geçitten bir patikaya geçeriz bu patikanın üzerinde bir su ağacını görebiliriz buradan yine yukarı istikamete devam ediyoruz yukarı istikamette kocaman bir taş tesbit ederiz buradan değirmenin kocaman kapısına ulaşırız değirmen kapısının üstünde dikine 2 adet tabanca vardır kırmızı kabzeli oradan bir alana çıkıyorsun alanda bir binek taşı var bunun üzerinde 3 köpek yatmışlar taşın dolayında yerde reola var burada reolanın uçlarına çok iyi dikkat etmek gerekir reolaların uçlarının nerede bittiğini ve ne tarafa baktığını iyi takip etmek gerekir bir ucu 3 taşa bakıyor diğer ucu değirmene bakıyor değirmene bakan tarafta bir istavroz olduğunu görürüz değirmen kapısının dört adım önü…?…
Yine değirmen kapısından istikamet alarak derenin ortasında 3-4 okka büyük kapalı değirmenin devamı 3-4 okka mazoneza külün karşısında suyun içinde bir ağaç var bu ağaca gözle görülür derecede yakınında bir kaynak olduğunu görebiliriz kaynaktan su içmek için eğildiğinde ve tekrar ayağa kalktığında karşında bir kuyu göreceksin bu kuyunun alt tarafında bir yazı olduğunu görebiliriz (nelezvomence) ..?..ve değirmene giriyorsun değirmenin ocak başındaki oturduğu yeri görürsün ..?..buranın altında bir duvar örüşmüş duvarda 3 ve 2 rakamını görürüz geliyorsun yedinci merdivene ..?..aşağıda direğin yanında bir mahzen görürüz buna üç adım dışarıda dikili bir taş var ..?..savaktan geçtiğin zaman karşıda keçi yolunu görüp takip ederiz bu yol kanaranın yanından 150 kadar koyun alabilecek büyüklükte bir mağaraya ulaşılır ..??..
Oradan yine kanaranın yanından yoluna devam ediyorsun ilerde minareye benzeyen bir kaya göreceksin kanara ile kayanın arası ancak bir insan geçecek kadar üzerinde istavroz var ..?..yine kanaranın yanından devam ediyorsun yukarı doğru belirli bir mesafe sonra yine bir mağara göreceksin bu kez 300 koyun alabilecek genişlikte ve kapısında direk var ..?..kanaranın yanını bırakmaksızın devam ediyorsun taki 7 mediveni görene kadar merdivenlerden bir çayıra çıkıyorsun sağa baktığın zaman bir ufak mağara göreceksin mağaranın ağzı fırın ağzı gibidir bu mağaraya diz üstü girilir üst tavanı tetkik et bir kitap göreceksin resimlenmiş olarak …?…
Gelelim yeniden yatan öküzlere öküzlerden 15 adım aşağıda bir kaya görürüz tamamı ile oturmuş kurda benzer ..?..öküzlerden dik yukarı çıkın burada toprak ve taş karışımı bir tepe göreceksin bu tepenin tam üstünde dikili ve üzerinde istavroz olan taşımızı göreceksin ..?..bu tepenin içinde tüfek tabanca ve bıçak var yani bol miktarda tüfeklerin yanına gidip oradan tepeye kadar ölçüyorsun bu kez ölçtüğün adımlarla onların karşısına doğru ölçüyorsun burada wolçan yatmıştır ..?..öküzlerden aşağı doğru bir dikili taş var ..?..kurttan yukarı bir yassı taş var ..?..bir ağaca sarılı kökler var bu ağaç su ağacına benziyor güneye karşı köklerin altında 3 tane çivi çakılı ..?..ağaçlığın doğusunda 3 adet büyük taş görürüz ortadaki taşın olduğu yerde onaltı çift tüfek görürüz onların altında..?…
PEHLİVAN KAYALAR
çatağın batı tarafında 2 dik taş var pehlivan gibi tutuşmuşlar karşılaştıkları yerde bir tarafında ibrik diğer tarafında leğen var aralarında taşlar var oldukça derin kazarsan tabakları bulacaksın onların altında da bir harbi var kazmaya devam ediyor ve sabrını tüketmeden umudunu tüketmeden bu arada inancını kaybetmeden azimle çalışmalısın bütün işin tılsımı sabır inanç güven azim cesaret kazılmış yerden aşağı ineceksin buradan yukarı çıkan bir yer bulacaksın buradan yukarı çıkıyorsun Volçan woyvodanın taştan oturma yerini göreceksin bu oturak taşının hemen yanında bir dehliz göreceksin önünde bir istavroz ve elma resimlenmiştir dehliz aşağıya doğru iner inilmesi halinde burada bir ayakkabılık görürüz …?…
Oturduğu yerin önünde taş üzerinde bir el bir bakırı tutar vaziyette resimlenmiştir ..?..oturduğun yerin arkasında 6 adım ilerde insan boyunda bir kanara var bu kanarada bir yazı var ……. diye buradan yine tekne kayaya gideceksin buradanda derenin suyunun akış istikametinin tersine yani yukarı doğru gideceksin. Kurt kayayı geçip kesik taşa yaklaşacaksın kırcaali yolundan aşağı inip değirmene çıkacaksın bu değirmene aba yada atla gidilemez ancak ve de ancak yürüyerek gidebilirsin değirmenin bir tarafı ana kaya diğer tarafında bir taş üç karış işlenmiş (savak) ona su oluğu tutturulmuş değirmenin yanında karak konusu var buradan merdivenlerden savağa ineceksin ..?..
Sudan öbür tarafa geçmek için yan yatmış bir ağaç var bu ağacın dibinde bir kaynak var ..?..akar suyun yanından yukarı doğru gideceksin bir yaşlı meşe var ..?.. o sudan yukarı doğru devam ediyorsun bir taş bulacaksın bu taşta ayrıyeten bir istavroz var ..???
BİZANSLARDAN KALMA TAŞ KİLİSE
alibey değirmeninin bulunduğu mevkide çınar ve kızılcık ağaçlı derenin üst tarafında birinci tepenin az ilerisinde batı yönde ikinci tepenin yakınlarında bizanslardan kalma ve ana kayaya oyularak yapılmış küşükçe bir kilise vardır bu kilisenin 50 adım batısında iki su kaynağı bulunmaktadır bu suyun biri tatlı diğeri ise acı sudur bu tatlı su kaynağının tam karşısında ise üzerine ana kayadan yapılmış üç basamakla çıkılan bir yer vardır bu kayanın üzerinde ise iki ayak izi ve sağ tarafında bir gemi resmi bulunmaktadır ayrıca bir erkek resmi olup sol eli ile kara tepeyi göstermektedir
VEZİRTEPE (KARATEPE )+emin ağa değirmeni
Vezir tepenin eteklerine gelirsek bir iki dönüm iriliğinde katır boğan gölünü görürüz bu adı almasının sebebi ise bizce gölün kayalık olması ve içine giren katırların dışarı çıkamamasındandır katır boğan gölünün ortasından odağa iki adamım tarafından belli bir meblağı yerleştirerek üzerine siyah ve büyükçe bir taş kapattık bu taşın üzerinde iki güvercin resmi vardır ileri harekatta vezir tepenin poyrazından ve katır boğan gölünün doğusunda on beş gün kadar konakladık askerin tırmandığı yere ulaşan olursa dikili bir taşın altından ufak bir çömlek elde edebilir bu taşta bir yılan resmi vardır yılanın ağzı askerin cihetine yönelik olup kuyruğu hafif kıvrıktır tepeyi dolaşırsanız oniki adım uzunluğunda vezir mezarı adı verilen ve çakıl taşları ile çevrilmiş bir emanet yerimiz mevcuttur derinliği fevkalade fazladır kati suretle derin kazmadan terk etmeyin yoksa pişman olursunuz.
Vezir tepenin eteklerinde pek çok nişanlarımız mevcut olup sahte ve oyalayıcıdır günlerce hatta aylarca bunların manasını çözemezsiniz daha sonra dağa doğru at sürdük baktık ki katır boğan gölünün boyu harami deresine kavuşuyor derhal dereyi izlemeye koyulduk çok eski bir mahalde rum ahalisinden kalma aynı su arkı ile dönen üç adet değirmen gördük bunları sabit mevki olarak kalması için günlüğümüze kayıt düştüm epey bir mesafeyi kat ettikten sonra meşenin güzel ve iyi cinsten oluşan sırtta bir ormanlık mevkie ulaştık aşağı doğru indik sarı meşeliğin arkasına doğru ilerledik burada iki öküzü gördük uzaktan baktığında haçlı taş olup yanına vardığında bir çift öküzdür biri beyaz biri gök rengi olup araları üç adımdır konumları kıç kıça yatar durumdadır biz burada yaşlı ve çok eski bir meşeyi devirerek yaktık kömür haline getirdik ve bu yere döşedik üzerine yirmi bir kişi beş saat samanlı toprak çektik petrov beyaz öküzü arkasına alarak baktığı yöne sert adımlarla elli bir adım yürüdü pavser ve reçko burasını kırdılar üç yüz kilo gelen kazanı on iki kişi zorla sarkıtarak topyekun buraya koyduk molozlarla taşlarla kapatarak örttük daha sonra büyükçe bir taş koyduk bu taşta bir kız resmi bir tutam samanı öküze uzatır şekildedir.
Sabahleyin çadırımdan dışarı baktığımda güneşi prıl prıl seyrettim o zaman aklıma vezir tepenin batısında olduğumuz geldi derhal kaydıma not aldım ertesi gün öğlen üzeri haramiler deresi civarına tetkik için bazı sadık adamlarımı tedor ve şair dahil olmak üzere yedi kişi gönderdim biz o sırada bir yerli taşı oymaya başladık ikindi vakti tedor geldi ileride ufak ve sarı bir gölcüğün bir ayağının haramiler deresine karıştığını anlattı derhal bir kağnı arabası hazırlattım içersine 850 okka altın paralar bulunan nevaleyi yükledim yanıma seksen kişi alarak atlara atladık sarı göle geldik geldikten sonra bu gölün ayağından başlıyarak horasanla döşenmiş yolu bulursunuz içini doldurarak horasanla sıvadık yalnız bir tanesinde oyuk işareti olup civardadır.
Aradan üç gün iki gece geçti o akşam yerli ana kaya soldan büyük taşlardan yapılmış dokuz basamağı olan birinci basamağı çatlak olan ve henüz bitirilmemiş bu değirmen içine düz girilir üç basamağı vardır yerle birdir domuzluk ayağının içinde sağ duvarına bakarsanız dokuz civcivli tavuk resmini görürsünüz ufak yavru anasının üzerine çıkmış bir yılan onlara saldırır vaziyettedir tavuk üzerindeki yavru doldurmadır içinde tek bir Bizans altını vardır değirmen suyunun sağına gelen tarafta def ile ayı oynatan bir ayıcı ile ayı resimleri tarafımızdan fevkalade güzel çizilmiştir talimatım şu şekildedir ayıcının 2 3 adım karşısında bir bakır meblağ mevcut olup üzerinde gri renkte bir taş kapalıdır dikkat edilecek nokta bu taşta ayağının resmi vardır değirmenin önünde bir binek taşı olup kazılırsa emanete ulaşılır ön tarafından fundalık içerisinde yarık bir kaya içerisine bakmayı ihmal etmeyin reçko binek taşına çıktı reis dedi karşıda bir mağara var gel gör bu mağara küçük olup Romalı kaşiflerden kalmadır.
Mağaranın kapısının yanında kesme bir yol vardır kapısının genişliği ise iki adamın yüksüz geçebileceği genişliktedir içerisinde ufak bir çocuk bir çift öküzü yedeğinden çeker vaziyette bu mağaradan baktığımızda değirmeni ve havalini yüksekten görürüz işte bu mevkie emin ağanın ismini vaaz ettik ama emanetlerin yerini emin ağa dahi bilmez vezir tepeye tekrar döndük daha yukarılara doğru gür bir kirazlık mevkie geldik dümdüz muntazam bir yayla adını kirazlı yayla koyduk bu yaylada bir öküz resmi kabartma olarak mevcuttur boynundaki çanda otuz üç adet sarı lira vardır kırın alın bu yayladan iki saat mesafede erikli bir yaylaya geldik burada beş gün konakladık pek çok işaretler yaptık bu işaretlerimiz davul yarım ay tavuk öküz kız yılan ayı avcı ayıcı domuz tavşan kartal çakal sansar porsuk terazi kantar insan heykelidir heykeli kırarsan içinden elli adet sarı lira mevcuttur erikli yaylaya yakın bir koru vardır ağaçları top top kümelenmiş oldukça beğendim çokta hoşuma gitmesi sebebi ile adını top koru şeklinde vaaz ettim.
Reçko ve üç heykel taraşım olan ustalarım sert bir taştan oyarak gayet muntazam güzel ve o kadarda fevkalade hamile kadın heykelini yapmış bulunduk bu kadının en uygun elini müsait görmemizden dolayı üçyüzseksen bulgar altınını eline koyduk. Kadının kucağında çocuk vardır bu çocuğu kıç tarafından delerseniz eğer hem zorluk çekmez hemde zor işçilik neticesinde yapılmış olan bu sanat şahaserine bir zarar vermemiş olursunuz
Top korunun ucundan dönerek tekrar haramiler deresine ulaştık bu derenin sağ ve sol cenaplarında oldukça emin ve ağır adımlarla ilerledik haramiler deresinin yukarı kısımlarında dere iki kola ayrılır sağ kolu şeytan dere ismini alır bizde şeytan deresini takip ettik yolda bir ara durduk derenin karşı yamacı oldukça kayalık ve engebelidir adamlarımı bir araya toplayarak üç guruba ayırdım ana taşa üç yerde oyuklar açmaları için gereken talimatları verdim biz bu işlerle meşgul olurken dedonun ondört kişilik gurubu oldukça yüklü bir şekilde yanımıza çıka geldiler işte o zaman bu değirmenleri oldukları yerde bıraktık değirmen ile dere arasında sofra kaya adı verilen ve üstüne yontma taşlardan merdivenlerle çıkılan üç basamaklı sofra kayamız vardır sofra kayamızda yarım kalan ekmek dilimi iki tabak birbuçuk balık yedi çatal yedi kaşık ve bir bardakla üç bakladan oluşan zincirli bir çerkez bıçağı resimleri tarafımızdan yapılmıştır dedonun gönderdiği emenetler bir mahsene konularak kapatıldı.
İşte zincirimizin yönü bu tarafa bakar zincirin döküldüğü yerden kayanın dibinden sekiz adım sayar 8çarpı 8 metre kazarsak önce yedi adet paslı kaşık ve yedi adet çatal buluruz kaşıklardan birisi bizzat tarafımızdan yedi yerin parasını ihtiva eden deri harita ile sarılıdır bu haritayı elde etmeniz halinde paralarımızın yerlerini kendiliğinden ortaya çıkarmiş olursunuz haritamızın sarılmış olduğu kaşık benim kaşığım olup hakiki gümüştür kaşığın sapını güneşte üç ay bekletmeden sakın açmayın yoksa harita zayi olur bir işe yaramaz ondan sonra sofra kayanın doğusuna gelen ilk tepeyi aştık ve kazan dereye hasıl olduk burada konakladık geceli gündüzlü tam yirmisekiz gün çalıştık ana taşı muntazam oyarak yedibinokka çeken altın ve gömüşü birleşik hazinemi içerisine boca ettik o an bana ihanet etmek isteyen sekiz kişilik adamlarımı petrov ve slançevin yardımı ile yakaladık bu kahbeleri burada idam edip silahları ile birlikte malın üzerine atarak hazineler ile birlikte gömdük sonra toplanan irili ufaklı taşlardan burasını kapattık hafif yarım dönerek sırtımızı değirmene verdim değirmenin domuzluğundan dökülen suların bulunduğu yere tek bir bizans altını koyarak bir avuç horasanı üzerine yapıştırdım panov bunu işleyerek domuz resmi haline soktu ve kurumaya terkettik
Değirmenin biraz uzağında ise tahminen beş arşın yükseklikten dökülen bir şelale vardır altında gölcük taslık etmektedir şelalenin gölcüğünün suyunu üstten kestirdim o an için elde kalan son meblağı içine döktük üzerini taşlarla molozlarla ve kara toprakla örterek bir kat horasan çektik demir bir kazığı halka ile beraber çaktık önündeki engeli kaldırdık su bütün haşmeti ile tekrar dökülmeye başladı suyun sıçradığı yere oturarak tam karşı kayaya slançev işaret koydu bir tek mahmudiye otuz cm uzunluğunda dik bir istavroz nişanı buradadır bu putun yanına gelen taraftan yukarı oturak taşına oturmak sureti ile başımızı hafifçe kaldıracak olursak bir mağara görürüz mağara bizanslardan kalmadır tekrar oturak taşımızın yanına gelerek oturup düşünmeye başladım düşünürken şahlelerin üst tarafında iri bir balık resmi olduğunu gördüm balık mağaranın işareti idi anında olayı çözmüştüm gerekli aramayı yapmak ve bu kahrolası mağarayı keşfetmek için tüm adamlarımı bir araya toplayarak lüzumlu olan talimatı verdim.
Uzun sürmedi ve panovun sevinç çığlıkları tüm balkandan duyulacak kadar gürdü netice ise tam arzuladığım gibiydi bizanslardan kalma bu şahaser tarihi kral michael mağarasından tamı tamına atmış kazan dolusu envai çesit ziynet yakut pırlanta ve altın irili ufaklı bizans altınlarını çıkardık bütün adamlarımı bir sevinç aldıki görmeye değerdi son derece büyük bir kutlama için gerekli hazırlıkların başlamasını emrettim o anda hem balık tutuyor hem içiyor hemde çılgınca eğleniyorduk gece yarısını çoktan geçmişti adamlarım dinlenmeliydi eğlencenin yeterli olduğunu herkesin yatıp dinlenmesi için emir verdim onlar yatmak için dağılırken bende bu arada değirmenin adını vermiştim arkacık veya dağarcık değirmeniyanlız bu değirmenin adının arkacık yada dağarcık değirmeni olduğunu benden başka bilen yoktur adamlarım burasını kazandere değirmeni olarak bilirler bu değirmen sahte olup anadolu yarım adası içerisinde olan diğer altı değirmen aynı adı taşımak la beraber sahtedir boştur son derece oyalayıcıdır.
Ertesi sabah şafakla beraber yola koyulduk bir ara gurubun en önüne gelerek geriye döndüğüm zaman üçyüz atlı süvari gurubunun üzerimize doğru at sürdüklerini farkettim değirmenin üst tarafına dönerek patika yoldan hızla ileri sürdümadamlarımda beni takip etmekten geri kalmadılarpoyraz istikametine at sürerek kara orman mevkine geldik burada pusuya yattık ve kara orman mevki o denli bir çatışmaya sahne olduki üçyüz süvariyi hayvanlargibi kesip biçtik kan oluk oluk aktı tabi bizimde aynı yerde altı adam kayıp verdiğimizi öğrendim ama böyle durumlar bu gibi yaşantı tarzında kaçınılmazdı pekçok ganimetin yanında aynı anda üçyüz at sahibide olmuştuk sırp pazarlarında böyle yağız atlara oldukça çok osmanlı altını verirlerdi muazzam büyük bir kayanın yarısını kırdırdım aynı kayaya tek bir istavroz vurdum adınıda hemen oracıkta alnı kesik kaya diye vaaz ettim
KURT TEPE YOLU BURASI 27 NOKTA VE HAKİKİDİR
kurt tepe yolu hafif meyilli olup çevresi ağaçlıktır daha ilerde rengarenk kesme taşlar göze çarpar tepenin ortasındaki kayada üç dört adım büyüklüğünde bir kurt resmi vardır ağzı açıktır kafası yola bakar bu bizim kılavuzumuzdur bu yolu izlersek bir sahipsiz tepeye ulaşırız bu tepenin üst tarafında sivri bir mezar vardır bu mezar sahte olup dikkat edilecek husus burada bir taşta istavroz görürüz bu taş vezir köprüden sökülmüş olup buraya kadar binbir güçlükle getirilip altınada bir kazan paramız yerleştirilmiştir
BURASI YİRMİYEDİNCİ NOKTAMIZDIR VE HAKİKİDİR. karacalar köyü ayran pınarı uzun ali değirmeni karahasan köprüsü hora tepe KUDRET HAMAMI
Yüzkırk gün civarında devamklı olarak haramiler deresi civarında dolaştık bir rum köyünü bastık kadınları ile gönül eğlendirdik zengin ganimetler elde ettik işte haramiler deresini aşar bağdat yolunu gezersek deve bağırtan yokuşu adını verdiğimiz dik ve sarp bir yokuşu yalar geçeriz ancak kahim bir yerde bir gece ve yarım gün konakladık bu civarda yüklü bir deve resmi olup önünde bir diğer deve yükünü boşaltmış yüküne doğru bakar vaziyettedir onun önünde bir sıpa resmi vardır az meblağ yüklü olup en az yüz kişiyi günlerce besler biraz ilerde hafif bir yokuşta öğlen vaktine yakın ormanda ilerliyorduk bu ismi adamlarım ve benden başka kimse bilmez dedimki burası pamukçu yokuşu olsun .. bu yokuşu yarım saat civarında geçtik ve yokuşun sona erdiği yerde taşa bir balık bir ok ve bir nal resmi yaptık balık oka ok balığa bakar şekildedir yakınında bir değirmen vardır yanına değirmenin yanına vardığımızda mola verdik çünki çok yorgunduk değirmenci stevan bizi ağırladı karısını bana ikram etti doğrusu karısıda oldukça güzeldi esmer mavi gözlü uzun boylu ve balık etinde geniş kalçalı sabaha kadar gönül eğlendirdim.
Sabah uyandığımda bir baktım en kıymetli haritaların ve bir çanta altın param çalınmıştı değirmenci ise meydanlarda yoktu hemen adamlarımı uyandırdım anında atlara atladık ve yıldırım sürati ile peşlerine düştük karacalar köyü civarında stevan ve karısını kıstırdık kısa süren bir mücadeleden sonra stevanı öldürdük bir mezar yaparak içine koyduk anjelayı aramıza katarak yolumuza devam ettik bu güzel kadına kıyamamıştım ayrıca kadınada ihtiyacım vardı kurt dere denilen bir yara inerek dereyi izlemeye başladık burada ana taşa oymalı ali ağa değirmenini bulduk sahibi bir türk tü kendisini vurduk değirmenin adını uzun ali değirmeni olarak vaaz ettik değirmenciyi kuyuya atarak yaptığımız mezara bir bakır parayı ve kıymetli üç yerin haritasını yerleştirdim burada anjelika adamlarımdan biri tarafından tecavüz edilerek öldürülmüştü bu adamımı affetmedim oracıkta öldürdüm uzun ali mezarı yakınlarında bu mezarları yaptırdım cesetleri buraya koydurdum anjelanın zümrütten yüzüğü ve kolyesi baş ucunda olup sadece saygı ve sevgi neticesinde kendisine bıraktım.
Karacalar köyünün arkasına dolanarak beyaz bir taşa oyarak muazzam bir şekilde ağzında mektup bulunan posta güvercini resmini yaptık bulacak olursanız mektubu kırın içinde şifreli bir harita olacaktır bu haritamda kara hasan köprüsünde mevcut paramızın yerlerini ihtiva eder otuzyedi günde çizilmiş dağ tepe ova isimleri şifreli olarak bulunmakla beraber iki katı günde çözülür konstantin eyaletinden itibaren emanetlerimizin yerlerini noktalarına varıncaya kadar burada izah edilmiştir uzun ali değirmeni ali bey köyü yakınlarındadır ben uzun ali değirmeni civarında keçi deresi olaylarını ilerde ifade edeceğim… karacalar köyünün arka kısmına geldik burada ikibuçuk gözlü bir metre genişliğinde üzerinden su geçirilen mermer oluklu ve mermer ayaklı çok güzel inşa edilmiş bir köprü bulduk dikkat edilecek olursa kuru bir derenin üzerine kurulduğu görülür kemerli bir köprüdür toprağın rengi deve tüyü rengine eşittir ayran pınarına üçyüz adım mesafede tepede taş döşemeli yolu bulunan hora tepemiz mevcuttur.
Yolu izlersek sol tarafımızda bir çeşme görülür çeşmenin taşında bir gayda resmi ile üzüm salkımı resmi vardır bu çeşmenin arkasına bakarsanız dört köşe bir taş vardır bu yontma bir taştır kemençe rezmi bu taşın üzerinde olacaktır civarda biede keçi resmini görürsünüz hora tepemize çıkarsanız toprak içinde gömülü otuzsekiz adet oturak taşımız vardır görecek olursanız bunlardan bir adedi değişik olup rengide farklıdır kaldırıp bakınız ortada sandık biçiminde siyah bir taş olup altında mahsenimiz mevcuttur bu taşın üzerinde istavroz olduğu gözünüzden kaçmayacaktır içlerinde en basit fakat en enteresan olanı üç adet dikili taştır ikisi bir arada olup üçüncüsü bunlardan farklıdır ikisi bir arada olandan sağdakini kaldırır burada bir kemençe resmini görmeye çalışın şayet görebilirseniz kırın kırar kırmaz epey bir ganimetimiz akacaktır ayran pınarı olarak işaret ettiğim pınar hora tepenin üçyüz adım etek tarafına raslar bu pınara epeyce mesafede ve bu pınarın arkasından ana taşta bir gayda resmi olacaktır onun arkasında bin üçyüz elli okka çeken napolyon altını saklayanüç basamaklı merdiveni bulurum merdivenin altına bakarsan aradığınızı bulup memnun olursunuz
KUDRET HAMAMLARI kırcaali köyünde kalır
Hamamın döşeme taşlarında köpek ve karaca izlerini görürüz bu hamamın arkasına dolaşıp bakacak olursanız kayalık bir mahal ile karşılaşırsınız iyi inceleyin burada bir kadın çocuk taşır vaziyette kabartmadır tarafımızdan yapılmıştır çocuğun içinde üçyüz adet sarı lira olduğunu ben bilirim şayet rasgelirseniz tecrübe edin hamamın tekrar önüne gelin karşı kayalara göz atarsanız kaya üzerinde üçyüzatmış altı rakamını görebilirsiniz bu kayada karaca izleri tarafımızdan fevkalde yapılmıştır şunu söylemek lazım gelirse bu karşı kayalarda hiç ot bittiğini görmedik bizde ona uygun isim taktık dedikki nohut kaya olsun
ÇATAL KAYA
Uzun zamandır kayda geçme fırsatı bulamamıştım hatırlamakta zorluk çekmeme sebep olacak o kadar zor anlar yaşar olduk ki kayıt etmemin zaruri olduğu kanaatine vardım Edirne yi Konstantine ye bağlayan yol üzerinde tarihi çok büyük bir meşe ağacının gölgesinde yaz günü konakladık. Burası şirin bir gölün kıyısında olup derin surlarla kaplı eski kasaba harabelerinin yanındaki mahale Çatal kaya derler çatal kayanın kuzeyinde bir göl olup adına yaban domuzu izi yada bataklığı denir . Küçüktür bana göre göz kararı ile tahmin etmem gerekirse en fazla iki harman genişliğindedir.
Gölün ortasına gelen büyük bir kaya üzerinde yontma yol genişliğinde oyuk işareti mevcuttur. İki tarafında da kadın cinsel organının şaheser bir resmi görülür. Erkek cinsel organını ise aksi istikamette yani karşı tarafında görebilirsiniz. Otuz iki cm uzunluğunda olmakla beraber kabartma ve iridir. Kadın cinsel organı ise zevkten inler durumda resim edilmiştir. Tamı tamına yüz seksen iki bin adet Reşat altını bu taşın altına defin edilmiştir. Üzerine ise yüz yirmi bir küp şarap dökülmüştür. Bu paranın tılsımı budur. Bütün bu işlemler tam olarak altı günümüze mal oldu. Yanımda ise sadık adamlarım dan yedisi vardı. Bunlar sırası ile Panov Adriyano Vasil Dimitrov Petrov Slançev ve Yovani idiler.
KORSAN MAĞARASI
Yıl bin yediyüz kırk iki ( 1742 ) Kasım ayında yedi yüz seksen kişilik bir birliğim Vasilevski nin kumandasında ansızın İskenderiye den çıka geldi. Bol miktarda nevale almışlardı Vasilevski nin yanında Baltınar lı kara yılan tahta bacak ahmak batrian Edremitli kör soryan Adriyatikli defrian bir araya gelmişlerdi. Üç parça gemide doksan ton ağırlığında nevale kıymeti bariz tıka basa doluydu. Birleşik arap emirliklerinin ve krallarının Osmanlı devletine hediye olarak göndermiş oldukları hazineleri bir araya toplamışlardı. Oldukça büyük korsan yapısı bir mağaranın önünde gemileri demirlediler. Onları oldukça sevinçli karşıladık o akşam ateş yaktırdım. Balık ve şarap içtik başlarından geçenleri anlattılar bize. Doğru söylemek gerekirse bir an adamlarımla gurur duydum. Ertesi sabah erken saatlerde malı toplam bin iki yüz adamla mağaraya taşımaya başladık. Aralık ayının ilk yarısı hala üç gemiden müteşekkil malı mağaraya taşımakla meşgulüz aralık ayının son günleri. Bitkin ve uykusuz bir şekilde malı çekmeye ve ebedi istiraatgahına yerleştiriyoruz çalışma bitkinlik vermeye başlamıştı. Yıl atladı bin yedi yüz kırk üç ocak ayının ilk birkaç günü malı çektik Petrovun bana söylemesi seksen gün çalışmıştık. Ama sonuç memnuniyet verici idi.
Osmanlı zor günler yaşamaya başlamıştı. Malları taşıdıktan sonra geriye boş gemiler kalmıştı onların icabına bakmanın zamanı idi. Gemileri ayrı ayrı bir eşkenar üçgen biçiminde denizin en derin olduğu bölgede batırdık burası tamamen kuzeye cephelidir. Müstakiliyeti ilelebet payidar olacaktır. Mağaranın ağzı onsekiz adım yüksekliğinde on bir adım genişliğinde dir. Bir yelkenlinin rahatça girebileceği konumdadır. İçeride ise bir delikten yüz otuz bir merdivenle yukarı çıkarız buradan bir odaya gireriz. Beş yüz elli oktav ebadında kos kocaman bir oda ve tıka basa doludur. Manzarası ise muhteşemdi. Bu yolu kapattık açması fevkalade zordur. Girmek için odanın kenarından kapısı olup horasanla sıvalıdır. Bu bana göre oldukça kolaydır. Yalnız yukarıdan yirmi bir kulaç sarkmak gerekir. Bir çekiç ve murçla kırıp girilebilir. Bu işin marifeti neticesinde kumandanlarıma muazzam bir ziyafet verdim.
KILIÇLI MAĞARA
Bu mağaramıza giderken yeşil akan bir su görürsünüz. Kılıçlı mağaramızın girişi dardır girilmesi halinde sürünmek zorunda kalınır. Büyük mahzene geldiğinizde ağzınızda biriken tükürüğü yutmakta zorlanacaksın. Gerek kapı ağzındaki gördüğün gerekse ilerde karşında gördüğün manzara iliklerine kadar kas katı kesilmene neden olacaktır. Bana göre en muhteşem anım ve en büyük çalışmalarımdan biridir burası. İçeriye girebilmen halinde göreceğin çok şey var. Kılıçlı mağaramın civarında piliçli tavuk dediğimiz bir tavuk beş adet yavrusundan ibaret olup kabartma olarak değerli adamım olan slançev tarafından yapılmıştır. Bunların bulunması halinde bilinmeli ki burası benim birinci bölgemdir. Piliçli tavuğumu bulursanız Muaffak olmamanız için hiçbir sebep yoktur. Ana tavuktan yetmiş metre kuzeye yürüdüm simsiyah bir kayada sadece tek bir karayılan resmi gördüm. Ağzı şimale bakıyor boyu ise yirmi yedi cm dır. Şimdi kayanın önünden güneşe doğru yirmi yedi kulaç sayarsam yer oturtulmuş tahmini yetmiş ya da seksen kilo ağırlığında çentikli bir taş görürüm. Bu taşı devirip kırk elli cm kadar kazarsanız horasanlı bir çukur ile karşılaşırsınız. İçi boştur aman siz siz olup yanılmayın tam ortasında bir işaret var.
Bu işaretin anlamını çok düşünmeden ben seçtim. Uğraşın bir keski ile bir çekiç kullanarak işareti kır. Alacağının top yek ün sayısı sadece yetmiş iki parçadır. Bu kadarını bulan gerisini de bulacaktır muhakkak. İşte bu bölgemizin adı kılıçlı mağara, veya çifte kılıçlı mağaradır. Büyücüm ve kâhinim ,sevgili papaz mişigın iki adet her biri tam yüz sek sen okka çeken platin iki kılıcı derince deresi, yahut camik mevkiinde dar ve sarp vahşi bir çatak içinde bulunan derin, ama dar mağarama getirdi. Reçko petroviç üç parmak kalınlığında, paslanmaz krom çelik yayları kılıçlara vurguladı, yayların altında ise iki ağırlık boşluğa sallandırıldı, her biri her biri yüz otuz beş okka çeker. Onlar davetsiz misafirlerimi karşılamaya hazırdı artık. Eee bana ait bir hazineyi almak pek kolay olmasa gerek, karşılığını muhakkak alırlar. Katiyen kimse içeri girme şansına sahip değildir, lakin günlüğüme sahip olan hariç. Ama hiçbir bilgisi olmayan, bin bir kere lanet getirir. Aslında benim yaptığım işlemler pekte o kadar zor değildir.
Ama yaptıklarımı çözecek kişi benden çok daha zeki olmalı. Mağaramın önüne gelindiğinde kılıçlar çalışmaya başlar. Belirtmekte olduğum sahaya ayak basmamak gerekmektedir. Mağaramın sağından, ve yahut solundan muvaffak olmak lazım. Taşları çıkartacak olursak yaylar boşalır, kılıçların görevi biter, zararsız hale gelirler. Kılıçlı mağaramın üstünde kabartma olarak işlenmiş kılıç resimleri vardır. Sağ salim içeriye girecek olursak, sağ ve sol cihetlerde muhtelif ebatlarda put resimleri görürsünüz. Mağaramın ağzından yüz yirmi iki adım içerde yedi adet yol olduğunu görebiliriz. Bu yolların hepsi bir birine bağlantılı olup, son derece komplekslidir.
Yolların başlarını ve sonlarını asla getiremezsiniz. Lakin yedinci yol gerçek olup hazinemize gider. İçerde bir maymun elinde muz yer konumda resim edilmiştir. Muzun ortasında bir adet Bizans altını mevcuttur. Bu maymundan tam olarak, yetmiş bir adım ilerde, karşımıza son derece kalın, bir demir kapı gelir. Anahtarı üzerinde bıraktım, bu meyanda benim yüzümü çok merek ediyorsan, benimle tanışmak istiyorsan, anahtarı sağa doğru çevir. Anında fırlayıp seni vuracak olan ok benimle tanışmanı sağlayacaktır. Yani seni öldürecektir. İçerde Helenistik çağa ait bronz heykeller ve de silahlar buradadır. Hepsi tahmini on beş ton ağırlığındadır. Bunun dışında mahzenimin , sağ ve sol duvar kısımlarında, birer salkım üzüm resimleri ile, iki adet Atinalı askerin kabartma şekilleri şaheserce resim edilmiştir. İçerisi loş karanlıktır.
KARADAĞ ( KARATEPE )
Baş değirmen in izahında bahsi geçen kuru kulak deresi nin, sol tarafındaki içine üç basamakla çıkılan mağaranın yan tarafından, ince kaldırımlı bir yol geçmektedir. Mağara ile bu kaldırımlı yolun çevresinde, belirli aralıklarla dikmiş olduğumuz on iki adet siyah taş bulunmakta dır. Mağaranın dış kısmında ana kayaya muhteşem bir çalışma neticesinde ortaya çıkarttığımız, dört delikli kopanımız mevcuttur. Bu kopana nın çevresinde, yine ana kayaya oyma olarak işlenmiş bir kama resmi aynen görülecek konumdadır. Günlüğümde çok bahsetmiş olduğum Ceneviz kalemizde bu civardadır. Ne aradığınızı bilmeniz durumunda gözünüzden kaçmayacaktır.
Kale ile ince yolun yakınındaki küçük dere içinde, aynen yine ana kaya üzerinde bir sofra resmi mevcuttur. Bu sofra resminin çevresinde, yine dikili taşlarımız vardır. Bunların sayısı ise dört adettir. Sonuç itibarı ile bütün bu izahatın tamamı aynı zamanda kara dağın (Karatepe) açık tarifidir. Bu meyanda üç tepelerde vaz geçilmez önem taşımaktadır. Yani Ceneviz kale, üç basamaklı mağara, ve üç tepeler. Kara dağın ve yahut ta kara tepe nin, zirve çevresinde boyun noktalarında bulunan, ana kayada yine oyma tarz da bir geyik resmi ile, omzunda bakraç olan bir kadın, eli silahlı ayakları dokalı, adete zirveye tırmanmakta olan bir erkek resmi var. Ceneviz kaleden kudret kale yolu günlüğümü içermektedir.
BAŞ DEĞİRMEN ve EMİN OVUN MEZARI
Baş değirmenin yakınlarında, taş üzerinde, köpek ayak izleri olduğunu görebilirsiniz. İyi inceleyecek olursanız, dut ağaçlarını görürsünüz. Bu dut ağaçlarının karşı yönünde, tek bir armut ağacı olduğunu fark edersiniz. Son derece dikkatli tetkik edecek olursak, armut ağacının etrafında taş dizili olduğunu görürsünüz. Dizili taşların bir tanesinde, tek bir çizme resmi görebilirsiniz. Asıl dolu olan çizmeyi ise bu ağacın kovuğuna gizledik. Aynı yerde yakın civarda, üç adet dikili taşlarımız vardır. Bu dikili taşların alt tarafındaki çayırı görmeliyiz. Bu çayırın kenarında görülen çeşme bizim çır çır çeşmemizdir. Çır çır çeşmesinin suyunun düştüğü yerde, değirmenci stoyanın parasını içeren ibrik gizlidir.
Değirmenin önünde ise, bir çayır var, burasının çok çayır diye anıldığını ben çok kez duydum. Bu çok çayırın, alt tarafında bir kaya var, ve tek öküzü andırdığını fark edebilirsiniz. Bu öküzde tek bir delik ve bir derviş mevcuttur. Aynı öküzün yan tarafında bir arabanın aralarından ancak geçebilecek bir konumda olan iki adet kaya görebiliriz. Bu taşların tam ortasında dokuz şinik paramız gömülüdür. Bu kez tekrar değirmenimize dönüyoruz, değirmenin üst kısmında, bir alan var bu alanda iki büyükçe taş var birine atlarımızı otlamaları için bağlar idik. Diğerine ise bir eğer ve özengi resmi yaptık. Özengilerin altına yine bir miktar paramızı sakladık. Yine değirmenin üst tarafında bir kaya üzerinde bir eğer resmini görebiliriz. Aynı kanarada iki delik gözleriz, bu deliklere yerimizin doğruluğunu gösteren üç adet ( müjde ) para koyduk. Değirmenin ocak başında yedi adet merdiven bulunmaktadır, merdivenlerin üçü orijinal dördü ise tarafımızdan yapılıp konulmuştur.
Dikkat ederseniz yedi kiriş deliğini görürsünüz, değirmenin oluğu taştan olmakla beraber üç karıştır. Parayı gizleyen tapa ise bu oluğun içinde olduğunu çok dikkat ederseniz görürsünüz. Bu oluğun karşısında bir kaynak bulunmaktadır, kaynaktan gün doğusuna doğru bir kuşak boyu ölçerseniz burada yine bir miktar paramız saklıdır. Kaynağın tam karşısında bir kaya var, bu kayanın içi dolu olup horasanla sıvalıdır. Yine yukarı doğru yol alıyoruz, yol üstünde masa büyüklüğünde düz bir taş görürüz, bu kayanın üstünde dikine zincir baklaları olduğunu görürüz. Bu kayanın dört köşesinde ise halkalar vardır.Bahis konusu bu kaya bir kapak taşı olup altının mağara olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Bu mağara iki yüz koyunu alabilecek genişliktedir.
Öküzlerin güneyinde, üç adet toplama tepeler görürüz, ortadaki tepenin toprak ve taş karışımı olduğunu anlamakta hiç gecikmezsiniz. Bu tepenin üstünde dikili bir taş olup içi dolu ve horasanla sıvalıdır. Tepenin içini açarsanız on altı tüfek on altı bıçak on altı tabanca olduğunu görürsünüz. Asıl zenginliğin bunların altında olduğunu anlamanız için kazıya devam etmeniz gerekir. Bu yerden yine güneye devam edersek bir küçük alan ile karşılaşırız. Burada pehlivan kayaları görürüz, pehlivanların birinde koç kafası ve leğen, diğerinde ise domuz kafası ve ibrik görürüz. Buradan kopana nın yanına gideceksin, buraları çok iyi araştırman gerek, burada bir insanın sığabileceği bir kovuk olacak. Burası benim yattığım yerdir, kafa kısmının üstünde bir istavroz gözlemen gerek. Burada paramız mevcuttur, burayı uzanarak dirseğimin altına ve popo mun altına para koyup sıvadım. Yukarıdaki kanarada bir keçi patikası var burada bir koltuk kayası görebilirsiniz paralarımız zengiyanın altındadır.
Aynı yerde elma içinde istavroz mevcuttur, istavrozlu elmada üç adet para sıvalıdır buranın kanıtı budur. Koltuktan bakınca bir yarık göreceksin yarığın olduğu yere gel, bu yarıktan aşağı doğru baktığında bir alanlık göreceksin. Bu alanda iki çizme dolusu paramız vardır,koltuğun önünde bir delik birde istavroz görürüz, istavrozu kırman halinde bir miktar zenginliğimiz akar. Aynı yerde bir el, bakırı tutar konumdadır gerçek dolu olan, para ihtiva eden kazan ise hemen altındadır. Buradan derenin yukarı kısmına doğru yani kurt kaya ya kesik taş mevkine doğru kırca ali patikası sudan gidilecek ta ki kuru dereye ulaşana dek. Karşı yönde bir yaban kirazı gözleriz, burada iki tüfek ve bir bıçak görürüz. Burada da bir miktar emanetimiz vardır, emanetler çanta içindedir. Buradan değirmene doğru gidiyorsun, değirmene ulaşılması halinde taş üzerinde üç adet köpek ayak izini görebiliriz.
Köpek izinden değirmenin eşiğine kadar bir reali ( reola ) saklıdır. Bu realiler seni değirmenin duvarlarına götürür paraların bittiği yerde büyük meblağımız gömülüdür. Değirmenin aşağı yönünde bir alanlık gözleriz, bu alanlığın tam ortasında bir şinik paramız gömülüdür. Tekrar değirmene gelecek olursak yakın civarda büyük çe bir istavroz görmeliyiz bu istavrozda da paramız mevcuttur. Dereye inilmesi halinde dört adım mesafede margarita gömülmüş, bunun karşısında üç adet kavak ağacı görür, aynı yaşta olduklarını fark ederiz. Değirmenin çarkının dönmesi halinde aynı zamanda kavak lara su veriri, her ağacın altında bir miktar emanetimiz gömülüdür. Bunlara dört adım mesafede bir kaynak olduğunu görürüz, bu kaynaktan bir bel kuşağı mesafede bakırı andıran bir kaya görürüz, paramızda malum olan yerdedir. Tekrar değirmene giriyorsun değirmencinin ocak başında oturduğu yeri görürsün, diz boyu kazarsanız paramıza ulaşırsınız. Değirmenin civarında kovan kaya diye anılan yer ağzına kadar doludur, aynı yerde yazılı bir taş gözleriz, burada ise beyaz paramız mevcuttur.
Değirmenin savağını geçtiğimiz zaman, karşıda keçi yolunu görür takip ederiz, bu yoldan kanaranın yanında yüz elli kadar koyun alabilecek bir mağaraya ulaşırsın. Aynı kanaranın boyundan devam ederseniz, ilerde minareye benzeyen bir kaya görürsün. Bu kayada büyük çe bir istavroz olduğunu gözleriz. Buradan yukarı doğru devam ediyorsun, belirli bir mesafe sonra, tekrar bir mağara göreceksin, bu kez üç yüz koyun alabilecek büyüklükte, ve kapısında direk vardır. Kanaranın yanını bırakmaksızın devam ediyorsun, ta ki yedi merdiveni görene dek. Merdivenlerden bir çayıra çıkacaksın, sağ tarafa baktığın zaman fırın ağzına benzeyen başka bir mağara göreceksin. Bu mağaraya diz üstü girilir, üst tavanı tetkik et ( kulunk ) diye bir yazı görürsün, tam altında ise altın saplı ağsa sapı çemşirden ( şimşir ) onun içinde altın stoyanın kitabı mevcuttur, üç mühür ile kaplıdır. Aynı bölgede on iki civcivli tavuğu yaptık, civcivin biri tavuğun sırtında, sırttaki civcivin baktığı yönde paramız mevcuttur.
Yine bunlara yakın civarda bakraçlı bir kız vardır, yine altında paramız mevcuttur. Aşağıya bakman halinde ıhlamur ağacına çivi çakılıdır, iyi dikkat ederek incelersen dal dirsek yapar, tam altında emanetlerimiz gömülüdür. Kanaranın üst tarafında kızılcık ağacına dayalı işlenmiş bir taş görürüz, burası Emin ovun mezarıdır. Mezarın bel kısmında iki tabanca ve üç kuşak dolusu para gömülüdür, kafa kısmından bir adım mesafede kayayı kaldırırsan burada da yine paramızı bulabilirsiniz. Bunlara yakın yerde yedi merdiven var yukarı çıkılması halinde küçük bir delik görülür. Burada bir ateş yakacak olursan dumanın çıktığı yerde, bir tas dolusu değerli taşlar ve çok miktarda paramız mevcuttur. Bu civarda göreceğin her işaretin altında, otuz okka paramız vardır.
Tekrar değirmene dönelim, burada bir kanara var kanaranın hemen altında yarım bir ot tepesi var, aynı yerde beş kişinin sığabileceği bir kuruluk var bir yağmurluk kadar. Nişan mahiyetinde, tarafımızdan yapılmış iki adet delik gözleriz, deliklerin derinliği ise insan kolunun dirsek kesimi girecek kadardır. Aynı kayanın üstünde bir istavroz görebiliriz, işte para yeri buradadır. Tekrar değirmene dönüyoruz, oldukça yakınlarda dut ağacı gözleriz, dur ağaçları üç adettir. Ağaçların birine yakın mesafeden on dört adet gümüş mermi atılmış durumdadır. Bu ağacın altında on yedi okka paramız gömülüdür, çok yakınlarında bir kaynak gözleriz, kaynağın karşı görüntüsü, fayton biçiminde olduğunu fark edebilirsiniz. Bu fayton gibi görünen kısmında küçük bir mağara görülür, işte gerçek ve de büyük zenginlik bu mağaranın içindedir. Mağaramızın yedi adım yol boyunda bir dere taşı gözleriz, bu taşın altında yirmi bir okka paramız gömülüdür. Bu kez doğu yönüne doğru devam ediyoruz, çıplak bayırı takip edip dereye ulaştığınızda, karşı tarafa bakıyoruz. Tahmini iki bin adet öküzü andıran beyaz kayalar görebiliriz, buralarda beyaz mülver ağacını görebiliriz, bu kez suyun boyuna doğru devam et, kısa bir yürüyüş sonucu elli sekiz karışlık bir şelale ile karşılaşırız, yukarıda bir istavroz ve bir piştov görebiliriz, istavroz yine tapa olup içi doludur. Gerçek tabancada buradadır.
buradan aşağı doğru bir yokuş var, yokuşun eteğinde bir binek taşı olduğunu görürüz. Binek taşından otuz beş adım mesafede bir sofra kayamız vardır, üstünde yedi kaşık yedi çatal yedi somun dilimi, orta kısmında taş içinde bir buçuk balık var, balıkların biri dış kısma diğeri iç kısma doğru bakar konumdadır. Çerkez bıçağı taştan aşağı sarkar durumdadır. Bıçağın sarktığı yerde bir tas dolusu paramız gömülüdür, sofra kayamıza üç basamakla çıkılır, birinci basamağın altında beyaz paralar mevcut olup altında ise altın paralar vardır. Sofradan on sekiz adım yukarı istikamette kayalıklar vardır, burada dikili olan kayaya dayalı bir taş var, tam aralarında üç yük Osmanlı parası var. Sofraya oturulması halinde karşı yöndeki yokuş yönüne doğru bak, burada dikili bir taşımız vardır, bu taş istavrozludur, bu taşta da yine bir miktar paramız vardır.
Soframızın altında bir dolap var, bu dolapta el ile öğütülen kahve değirmeni var. Burada bir ters gemi var, direklerin ulaştığı yerin yosunlu olduğunu görebiliriz. Sofranın tam altını merkezi kısmını kır ve paraları al. Sofradan otuz beş adım mesafede bir karaca resmi karşı yönde ise kuru dere kalır. Karacanın baktığı yönde bir pergel olduğunu gözleriz, pergelin olduğu yerde kırk dört okka altın paramız gizlidir. Doksan beş adım yukarı istikamette avcıyı görebiliriz, karacaya nişan alır konumdadır, esas dikkat edilecek husus nişan aldığı yönde gemiye benzeyen bir kaya var. Gemi batıya bakar konumdadır, üst kısmında sarı gölümüz vardır. Bir su geminin üstünden akıyor, o kırmızı taş ta yazılı kanaraya dayalı gemi üç direkli, orta direği kırık, kırık direğin altında yetmiş reali var daha alt kısmında telde dizili altından yapma üç at nalımız var, çok yakınında istavrozlu bir taş gemiye doğru bakar konumdadır. Burada da yine emanetlerimiz vardır. Burada aydınlık yapan bir delik görülür, içine üç tek para koyduk bu paralar buranın ispatı mahiyetinde dir.
Gemi kayada bir heybe resmi var, üç küfe dolusu bir fıçı dolusu paramızda buradadır. Geminin alt kısmında kantar resmi vardır, onun altında bir taş daha var bu daha çok kaçak ambarına benziyor. Büyük istavroz var bir zincir resmi var ucuna ise bir taş tutundurulmuş, taşın altın da ise yine paramız gizlidir. Beş yüz adım ilerde bir büyük çam ağacı, bir kantar kırk dört okka çeker vaziyette, aşağısında başka bir ağaç vardır, içinde bir çizme paramız gizlidir. Geminin olduğu yerden derenin karşı tarafına doğru bak, burada kayada bir delik olduğunu görürüz, geminin üstündeki yolda çingeneler orak biçmeye gidiyor, burası oldukça yankı yapan bir yer. Yolun düzlüğünde iki değirmen taşı ile karşılaşırız, saklı olanın altında paramız vardır gizlidir.
Buradan yine sofra kayasına dönüyoruz, sofradan aşağı istikamete doğru gidiyoruz, kısa bir müddet yürüdükten sonra karşımıza kapı biçiminde kayaları görürüz, araları çingene kiremidi ile işlenmiş, burada yine zengin kaynağımız mevcuttur, Bulgarca yazılı. Buradan tekrar sofra kayaya dönüyoruz, derenin karşı yönüne bakıyoruz, üç kişi birbirine bakar konumda resimlendi, aynı yerde siyah bir çatlak var keçi ipine benziyor, yukardan yere kadar ulaşıyor, bu çatlak çok önemlidir. Yerde bir sandık gömülü içinde takım taklavat ve birkaç kitap mevcuttur. Kanaranın üstünde bir burgu, sapı dört karış uzunluğunda, sonunda bir gege ( çengel ) uzunluğu sekiz karış aralarında kıymetli emanetlerimiz vardır. Buradan aşağı inmen halinde burasının çok kötü bir yer olduğunu fark edeceksin. Baş kısım düzlüktür, bu düzlükten aşağı kısımda yedi merdiven bulunmaktadır.
Merdivenlerin olduğu yerde ana kaya ya boynuzlu bir hayvan resmi yaptık, merdivenler ve ana kaya arasında bir boşluk var, bu arada ise bir insanı andıran kaya ile karşılaşırsınız, bu insan kayada bir işaret bu kayayı ölç, buradaki emanetimizin miktarı yedi katır yüküdür. Derenin alt kısmından haydut pınarına ulaşırız, burada delik bir kaya görürüz, bu delikten su akıyor, su tatlı sudur içilir. Bu deliğin yakınında bir kazan ve iki pipo resmini görürüz. Çift kızılcık bölgesi veyahut kırmızı bataklık, burada kanara boylarında kırmızı su akar. Bu bataklıktan zincir geçirdik, tam orta kısmından dört köşe taş ile sıkıştırdık, bu taşın altında bir testi paramız saklıdır, zincirin her iki ucu da parayı gösterir. Zincirlere yakın civarda kaya üzerinde bir delik ve bir istavroz bulunmaktadır, Bir domuz kafası sanki bir yerlerden çıkmaya çalışıyor, in aşağı bak, buradan adını her zamanki olduğu gibi benim toplu çayır dediğim çayıra gidiyorsun. Kaynağın yanındaki patikayı rahatlıkla görüyorsun, işe o patikayı takip ediyorsun. Sağ yönde bir mevzi var, mevziden baktığın yönde iki çayır olduğunu görürsün, bu iki çayırın arasında bir geçit bulunmaktadır, çelenklerin karşısında bir dikili taş var, iyi tetkik edilirse sanki bir papazı andırıyor.
Bu papaza yakın bir höyük var, boyutu iki mezarın büyüklüğündedir, burada biraz eşelenecek olursak bir şiş buluruz. Bu şiş demirdendir, şişi aldığın yerden kuzeye doğru yürü, bir kaya göreceksin, sarıklı Türk e benziyor. Türk ten yedi şiş boyu kuzeye ölç, burada bir yaban kirazı var, üç çelenk yan yana bir hilal ortadaki çelenk çok önemlidir. Üç kiraz bir alanda aralarında emanetler mevcuttur, sazlık alanda bir kanara göreceksin, aynı köpeğe benziyor, köpeğin baktığı yönde bir avcı karacaya nişan almış konumda, bir insan yedi katırı yedeğinde çeker vaziyette, Bunlara yakın bir kaynak var, burada yedi boynuzlu geyiği buluyoruz, boynuzların gösterdiği yönde yedi basamaklı merdiveni görebiliriz. Yukarıda birbirine yakın olan iki kaynağı buluruz, kaynaktan çıkan suların birleştiği yerde bir taşta, kuyruksuz kerten keleyi görürüz, onun altında bir miktar paramız gizlidir.
Kaynak sularının aktığı yöne doğru takip edecek olursak beş filizli ağacı görürüz, filizlerin birinde çingene çivisi çakılıdır, çivinin çakılı olduğu filizin altında paramız gömülüdür. Çok yakınların da kaya üzerine katır nalı yaptık, tam orada yük dolusu emanetimiz vardır. Çelenkler sazlık alanın üst kısmındadır, gün doğusunda siyah bir taş görürüz, rengi itibarı ile Arap kafasını andırmaktadır, sazlı alan ve dere arasında haydutların hora meydanı vardır. Tam karşı yönde bir yarık göreceğiz, bu yarığın arasında bir köpek eğilmiş avcıya bakar konumda resim edilmiştir. Bunlardan biraz yukarıda bir derviş bir katırı yedeğinden çeker vaziyette yaptık, yalnız bunlar kovuğun içindedir. Dervişin ağzında bir pipo var, başında bir sarık taşır konumdadır, gerçek o ki sarık tapadır. Ayaklarının altında ise beyaz para vardır. Bunların karşısında soğuk pınarımız var, karacanın üstünde orak biçen üç kadını görebiliriz,kadının biri elini kaldırmış, elliği elinde, karşılarında ise markovun deliğini görürüz. Yağmur yağması halinde mevziden akan su yedi basamağın yanından akar, merdivenler doğaldır.
Merdivenlerin aşağısında horasan vardır, horasan yerin doğruluğunun ispatı içindir. Ufak aydınlık bir alanda güvem lik olduğunu görürüz,bir çatlakta olan kır çiçeği hemen dikkatinizi çeker, bu çiçek mağarayı aydınlatıyor, mağaranın etrafını iyi araştırın, gizli vadimiz buradadır,vadiye girecek olursan kambur nineyi görürsünüz. Bu vadiden yarım saat ilerde haydut çeşmemiz vardır, bu çeşmenin etrafı gürlüktür. Karşıda ise bir kilise olduğunu görmekte pek gecikmeyeceksiniz, bu kilise derenin diğer tarafındadır ve Bizanslardan kalmadır. Çeşmenin on adım solunda bir patikayı gözleriz, çeşmenin üstünde bir tarak görürüz, çeşmenin az ötesin de ise bir otluk alan vardır.
Taş ve toprak karışımı alçakça bir tepecik göreceksin, burada ise sandık dolusu paramız var, miktarını sayma gereği duymadım öylece üstünü örttük. Buradan ormana doğru otuz beş adım sayarsan beş kişinin ancak sığa bileceği genişlikte bir kovuk göreceksiniz. Çeşmeden bir saat mesafede kırmızı duvarımızı göreceksiniz, Jidor çayırında fırın ağzı gibi bir mağarada iki aslan görürüz, aslanlar birbirine bakar konumdadır, odalar ise doğudadır. Burada bir tanrı resmi göreceksiniz, burada bir alanlık gözleriz hemen bir kayada bir el bir de sakat yengeç resmi görürsünüz.
KEMİKLİ MAĞARA
Bu mağaranın içindeki kemik ve kül yığınları altından demir ızgaralardan ikinci kata inilir. İkinci katın duvarları, hayvan kemikleri ile sıvalıdır, birinci katın sağ duvarının üstünde doksan okka kantar resmi vardır, bu kantarın otuz santim horasanı delindiğinde on sekiz bin okka cubuk altın vardır. Burasını ararken çok dikkatli olmak lazım, altınların altında kalma ihtimali vardır. Bu mağaranın tam ortasında, doksan okka çeken kantarın ikincisi vardır. Bu kantardan dokuz basamakla alt mahzene inilir, mahzende bir masa vardır, bu masada bir fincan içinde yirmi okka elmas vardır, bu masanın altını biz hiç açmadık fakat kılavuzludur, masanın altında on sekiz ton yığma halindedir etrafında kırk adet generallerin cesetleri vardır. TİMORYANE benim kapattığım son mağaradır.
Buradan tam sekiz saat kuzeye EMİNE REİS BURNU yanındaki doktor mikayi kaptanla beraber yelkenliye binip bir süre için buradan ayrıldım.
İSLİ MAĞARA
Sene miladi bin sekiz yüz otuz dört ( 1834 ) kemikli mağaradan yol ikiye ayrılır, sola gideni uçuruma sağa gideni hayvan barınak odalarına gider. Kemikli mağaranın önünde az bir düzlük vardır buradan yukarıda yamaç bir yerde İSLİ MAĞARA adında bir mağara vardır. Bu mağara tahtalı seyran köyüne yakındır, isli mağaranın çok muntazam bir bacası vardır, içi de çok geniş tir burada bir çok insan yaktığımız için her tarafı is içindedir. Bu mağaranın tam orta yerinde horasan ile kapalı bir yer vardır, buradan beş basamakla mahzene inilir. Bu mahzende üst üste konmuş tam otuz dört kazan paramız bulunmaktadır, kazanların her biri dokuz yüz okkadır, mahzende ayrıca çok miktarda silah ve eşya vardır. İsli mağaranın içerisine doğru gidildikçe ileride yol ikiye ayrılır, sol taraftaki yol son derece tehlikelidir, şelaleden gelen kapının yolu oradaki mahzene girer.
Biz bu kapıdan girmedik, öncü kılavuzluk yapan hocamızın çığlık sesini duyduk, buranın esrarını çözemedik. Sağ yol insan ve hayvan barınacak yere gider, mağaradan çıktıktan sonra mağarayı geçip dereyi yukarı takiben çıkarsak eski taş döşeli bir yol göreceğiz. Bu yol tahtalı seyran köyüne gider, bu yoldan giderken tek gözlü bir köprü görüp geçeriz. İleride yol yine ikiye ayrılır, sağ yol tahtacı köyüne gider, bu yolun sağında bir saatli taş görüp geçeriz, daha ileride yol tekrar ikiye ayrılır, bu yolun tam çatağında bir mezar vardır. Bu mezarın etrafında yanık meşe ağaçlarından çakılmış kazıklar vardır, bu mezarda çolak MANOLUN kolu kesilip konmuştur, kolun altında bir kazan Reşat altını vardır.
KUMPANYA BİRLİK DEĞİRMENİ – ARKACIK DEĞİRMENİ
Değirmende dört adet kiriş delikleri vardır. Bu değirmene üç basamakla girilir, birici basamakta bir bakraç paramız altın vardır, değirmenin sağ duvarında yedi adet elbise asacak delikler vardır. Bu deliklerde üç adet para var, değirmenin sol duvarında yedi adet ters sekiz rakamları altında, bir ocak yeri ocağın altında yine bir bakraç paramız gizlidir. Değirmenin ortasında ise yerde, bir üçgen yani muska bu taşın altında yedi kulplu bir kazan altınımızı sakladık. Bu kazandaki para otuz ton civarındadır, altı metre derinlikte taş kılavuzludur.
Kapının önünde binek taşının ön cephesinde, kaya üzerinde çapraz tüfek resmi gözümüze çarpar, bu taşın altında da yine bir bakraç paramız gizlidir. Değirmenin arkasında beş metre yüksekte bir köpek budunu görebiliriz, bu resimde yedi adet Kibriya mevcuttur. Bu taşın az önünde bir el kahve çekme değirmenin de de bir miktar paramız gizlidir. Bu taşta bulunan köpek budunda on dakika çalışan on dakika duran çark sesini dinleriz. Duyduğumuz bu ses altı metre derinlikten gelen değirmenin sesidir. Bu değirmen benim özellikle ve de son derece zarif ve büyük dikkatle kendim için yaptırdığım ve sade som altından olan değirmenimdir.
SARI GÖL
Sarı göle gelince bu gölün doğu kısmı yarıktır, bu yarık kanalda kırk adet kaldırım halinde taşlar dizilidir, bu taşlara çeşitli işaretler yapılmıştır, onuncu taşta oyuk işareti yapılmıştır, bu taşın altına bin beş yüz okka gizledik, bu gölün yakınındaki bir yığmanın altına da, bir kazan paramızı gizledik. Bu göl o zaman sazlı göl idi, ben ise adını Sarıgöl koydum, sarı gölün doğu tarafında bir yeni çeri askeri kayaya tırmanır vaziyette resim edildi, kütüklüğü boş değildir doludur. Askerin üzerinden bir yılan sarkar vaziyettedir, bu taşın altında bir teneke altın paramız gizlidir. Askerin üst tarafında tepede siyah taşın altında ana mahzen girişi bulunmakta olup kapatılmıştır. Askerin baktığı yerde ( yönde ) omzunda su bakırları ile bir kız askere bakar. …..
EMİN AĞA DEĞİRMENİ – KUDRET KALE
Kudret kalenin doğusundan gelen dere kurudur, güney batıdan gelen sulu dere ile çatak yapar, bu çatakta EMİN AĞAYA ait değirmen vardır. Bu çataktan daha aşağı doğru derenin suyu mavi gölet denilen gölete dökülür. Bu gölette suyun çoğalma olayı görülür, bunun nedenine gelince kuru derenin çift katlı olmasındandır, ikinci katın suyu gölete bağlıdır, gizlidir gizli ve soğuk su bu sudur. Arazinin suyunu emdirip tarihi bent denilen doğudan gelen batıya uzanan bentin altına gizli olarak verilmiştir. Bu kuru derenin tam otuz bir adet odaları vardır, bu odalar karşılıklıdır, bu odalarda oldukça eskilere dayanan heykeller ve oldukça değerli külçeler mevcuttur, kudret kalenin doğusundan gelen dere ile güney batıdan gelen dere çatak yapmadan evvel kudret kalenin güneyini yalayıp geçerken dere burada Z çizer bu Z çizen derenin tam ortasından bir kaldırım geçer, bu kaldırıma yakın bir yerde dört köşe sarı taşın dört köşesinde deliklerde, yirmişer adet altın paramız buradadır. En önemli olan hususta bu sarı taş çift katlı dereye inilen kapak taşıdır.
Bu taşın orta kısmında bir tuz fincanında bir haritamız vardır, bu harita çift katlı dereye aittir, buradaki kaldırım yol iki kayanın arasında biter, kaldırımın bittiği yerin sol tarafında siyah bir taşa domuz resmi yapılmıştır. Bu domuzlu taşta kudret kaleye ait on sekiz adet soma kâğıdından harita ve bu domuzun altında bir kazan takyanus gömülüdür. Kaldırımın bittiği yerde büyük bir mahzen vardır. Kalenin güneyindeki sarı göl on iki metre uzunluğu bakır tellerle üzeri kapanmıştır, buranın tam güneyinde yedi baskılı kayanın önünde bir bakır çubuk sarı göle doğru uzanır, ucunda ise bir kazan altın paramız bağlanmıştır, bu çubukla sarı göl bulunmuş olur. Bu göl o zamanlar bir darphanedir ve gerçekten inanılmaz derecede fevkalade zengindir.
Bu gölün üzerinde fotere benzeyen bir taş vardır, bu foterin kenarında iki adet güvercin vardır. Aynı göle oldukça az bir mesafede bir Çerkez eyeri siyah renktedir sebebine gelince ziftlidir ve ayrıca kendisi som altındır, kudret kalenin güneyindeki şelalenin sağında dikili duran kayalarda bir kiriş yerinde bir teneke Napolyon altını çakılların altına konulmuş olup, üzerine bir taş çakılmıştır. Şelalenin sol tarafı horasanla sıvalıdır, İSLİ mağaraya giden tuzaksız yol burasıdır. Kudret kalenin gün batısında otuz beş dakika mesafede CENEVİZ KALE mevcuttur,. Bu kalenin üzerindeki mezarlarda yedi heybe altınımız saklıdır, bu kaleye güney batıdan girilir, yolun sağında iki adet kale yığını görür geçeriz. Sol taraftaki kalenin taşları içine yığılmıştır, bu yıkıntı taşların altında dört köşe taşın üzerinde bir çıplak ayak izi vardır. Bu taşın altına bir kazan emanet koyduk, bu kalenin kayalarında kömür gölcüğü resmi yapılmıştır, kalenin üzerindeki bir taşta tabanca resmi, taşın altında bir kazan altın para gizledik.
Kaleye giden yolun solunda bir çeşmenin suyu ile diğer bir kaynak suyu aşağıda birleşir, birleştiği yerde su bir kapalı teknenin altında kaybolur bu teknenin altında muhteşem derecede külçelerimiz saklıdır. Bu batan su kudret kaleye giden gizli sudur, kudret kaleye batıdan doğuya girilir kaleye çıkarken yanda bir mağaranın sağında bir yarım kılıç solda ise bir yarım kol resmi mevcut olduğunu gözleriz. Mağaranın kapısının üzerinde iki adet palyazo şişe içlerinde ise kırk ar adet beşi birlik ve bir harita mevcut olup harita ise bu mağaranın haritasıdır. Mağaranın içinde bir derviş oturur konumda, dervişin karşısındaki taş yatağa bakar, bu yatağın ortasında bir heybe fındık altını horasanla buraya sıvanarak tarafımızdan özenle gizlenmiştir. Mağaranın solunda duvarda ateş yanmış olan ocak yerimizi gözleriz, ocağın tam altında bir heybe dolusu beşlik lira vardır, horasan ile sıvalıdır.
Kalenin üzerinde taş kaldırım çevrili bir mezar var, bu mezarın ayak ucunda bir heybe altın paramız saklıdır. Mezarın dört köşesine birer heybe dolusu Reşat konmuştur, bu mezardan yetmiş iki basamakla suyoluna inilir kudret kalenin güneyinden üzerine çıkılırken bir sahanlık su tadama yeri var, olduğunu görürüz, burası mahzen kapağıdır. Kudret kalenin doğu kısmında kayada çıkıntıda bir birine bağlı yedi adet put ve kuş resimleri vardır, beş adet mağara delikleri de buradadır, bu deliklerden ikisine merdiven dayana bilir. Kalenin güney kısmında bir çerçevede üç adet oynayan kızlar resim edilmiştir. Bu çerçeveden ana mahzene inen bir yol vardır, fakat çok tehlikeli ve zahmetlidir. Kalenin güney üstünde bir tuvalet kanalı görürüz, bu kanalda yedi heybe ziynet eşyası pisliğin içine döküldü. Bu kanalın ucu güneye doğru dereye iner, tuvalet kanalının başından bir insan botu kadar aşağıda, hamile bir kadının karnı gibi bir çıkıntıda yirmi sekiz okka altınımız horasanla sıvalıdır.
Kalenin güney batı tarafındaki mağara yaya mağarasıdır bu mağaraya yan yan gelinir, mağarada baca vardır, bu mağara kahve ocağıdır, tam ortasından bir kapak açılır, ve burası ana mahzenin girişidir, mağaranın sol tarafında ocak yerinin altında bir kazan para konmuştur. Bu mağaranın güney batısında bir dervişe benzeyen bir taş vardır, bu derviş taşının altında üç adet burgu deliği vardır, altında üst üste konmuş beş adet kazan içinde altınlarımız konmuştur. Bu kazanların altında horasan kapak olup altındaki yol atmış altı heykel mahzenine iner. Kalenin doğusunda kel bir tepenin üzerinde üç adet mezar vardır, ortadaki mezardan seksen adet külçe alındıktan sonra, altındaki horasan kapaktan bir tünele geçeriz. Bu tünelin tavanı tuğla gibi yetmiş iki ton külçe altın ile kaplanmıştır. Bu tünelden kudret kalenin bütün mahzenlerine girilebilinen tuzaksız tek kapıdır. Dikkat edilmesi gereken tek ve önemli husus buradaki karbon zehrinin varlığıdır.
Kudret kalenin doğusunda büyük bir yığma vardır, bu yığma kaleye kervanla gelen bütün varlıkları içeri soktukları cümle kapısıdır. Bu yığma taş ocağıdır, buradan demir kapılara girilir, son derece tehlikelidir, çünkü benim dahi bilmediğim bir çok tuzak mevcuttur. Bu taş yığmanın hemen altında yan giden bir zehirli kuyu vardır, anlatmak istediğim yedi yüz otuz kişinin zehirlendiği horasan duvarlı ranzalı mürettebat yatakhanelerine gider. Burada ilelebet payidar olacak yüz yetmiş adet her biri bir ton altın olan küpler horasanla duvarlara yerleştirilmişlerdir. Demir kapıların önünde yerde bir sofra üzerinde doksan kilo altın olan bir tuzluk, tavanda çöreklenmiş bir yılan büyük bir değirmen taşındadır. Sofraya üç basamakla çıkılır , birinci merdiven sökülerek, altındaki mekanik tuzaklarları bertaraf etmek için kendimize doğru çekeriz, mekanik sesleri duyduğumuzda tuzakların işlevini yitirdiğini anlarız. Demir kapının üzerinde platin anahtar vardır, kapıyı açtıktan sonra içeride hemen sağda ziftle sıvalı çerçeve içinde manivela hareket ettirilerek demir kapının tuzağı çözülür. Dikkat bu olayın tamamı on dakikada bitmesi gerekir, aksi halde demir kapı kapanır, içerde kalan ölür. İçerideki varlığın tahmini miktarı üç yüz tona yakın heykel ve külçe altındır.
Buranın yolunda bir Arap elinde kılıç, bir kızın karşısında bir erkek, bu işaret ALİ bey ile KIZININ heykelidir. Kudret kalenin üzerinde yedi adet değirmen taşı üst üste dizilmiş konumdadır. Kudret kalenin kuzeyinden bakıldığı zaman tabiat görünümlü ( doğal ) üç adet set vardır, bu setlerin üzerinde dikili gibi görülen taşın dibinde bir putun içinde wolçanın kendisine ait tek parası vardır, çok değerlidir. Kudret kalenin eteklerinde saçaklar altında kırk hayvan bağlanabilecek ahırlar mevcuttur. Tabanı taş döşelidir, orta yerinde putlu bir taş vardır, bu put yirmi çarpı yirmi ebadındadır. Bu taşın altında karbon zehirli bir mahzen vardır, yüz atmış beş kişinin taşıdığı altınlar buradadır. Bu ahırda kırk adet yemlikler ve halkalar vardır, kapıdan girince sağdan birinci yemliğin altında bir teneke altınımız mevcuttur, bu ahırın sol tarafında wolçanın odası ve duvarında ateş yanan delik vardır. Buradan kapalı oda açılır, oldukça değerli olduğunu özellikle belirtmek isterim. Bu mağaranın kapısı önünde yedi adet dikili taşlar vardır, bu taşların tam ortasında bir arşın derinlikte bir fıçı altınımızı koyduk. Kazana benzeyen kavis çizen yoldan sola giden yolu takip edersek buradan KAPI KAYAYA varırız. Güğümden su döken kızı buraya kabartma olarak yaptık.
KAPI KAYA
Güğümden su döken kızı buraya kabartma olarak yaptık, bu kızın suyu döktüğü yerde bir arşın derinlikte üç bin dokuz yüz adet beşi birlik var olup üç adım önünde beş bin dokuz yüz adet mahmudiye vardır. Kapı kaya geçidine yan yana yedi kişi dursun geçit kapanır, kapı kayanın sağ tarafında kiremit ocağı vardır, bu ocakta iki bin okka gümüş mevcuttur. Kapı kayanın sol tarafından dere geçer, kapı kayanın solunda üç buçuk arşın uzunluğunda yılan resmi görebiliriz, bu yılanın altı mahzendir. Kapı kayadan geçtikten sonra yedi keseciler ( keçi deresine ) indik, yolu kaybetmemek için yol boyuna kırk bir adet kılavuz taşı diktik. Bu taşların otuz dokuzuncusu putludur, ve altına dokuz yüz okka gelen bir kazan yerleştirdik. Kapı kaya Sarıgöl çatal kaya tam kırk beş dakikadır, nihayet bu yolda ikiye ayrılır, birinci yol arpa tarlası mevkine gider.
LEFTERİN yoludur ikinci yol şahin ve kartal kayaya gider. Şahin kayanın ortasındaki mağara küçüktür, mağaranın kapısının altında kurşunla çakılı dört çingene çivisi vardır, bu mağaraya! Basamakla girilir, birinci basamağın altında bir bakır altın paramız mevcuttur. Mağaranın içinde sol tarafta bir ocak yanmıştır, bu ocakta bir heybe beşi birlik mevcut olup, açılan tünelden sonra yedi basamakla büyük bir meydanlığa inilir. Burada kurşunla kaplı SARI RECEP in cesedi ile karşılaşırsınız, cesedin altında yüz yirmi okka paramız gizlenmiştir, aynı yerden yığmanın mahzenine inilir. Tuzaksızdır karbon zehirine dikkat, buradaki yığının üzerine bir buçuk cm kalınlığında konstantin zehiri vardır. Bu mağaranın kapısının solunda bir duvar var, bu duvardan yüz yirmi bin okkalık odaya girilir, DİKKAT ! tuzaklıdır.
KARTAL KAYA
Kartal kayada ise bir kartal süzülür şekilde durur, kartalın altında bir yuva vardır, bu yuvada on iki adet elmas ile bir kazan paramız mevcuttur. Yuva ile kartalın arasına sarı bir gül yapılmıştır, bu gülde o civarın haritası gizlidir. Kartalın arkasında iki adet tekne vardır, teknenin birisi gümüş diğeri ise altın paralarla doludur. Kartalın bulunduğu mağaranın kapısından girerken, sağda çerçeve resmi olan siyah bir taş görürüz. Bu taşın altında bir kazan altın para ve ziynet sakladık, kazanın altından çok eski dönemlere ait mahzenlere girilir. Burada bulunan kurt tuzaklıdır, buranın miktarı da hesabı da bilinmez. Ekomedya ve Bitinya krallarına aittir, mağaranın ortasında sıçan çukuru vardır, bir imside sıçal çukurudur.
Mağaranın tavanında bilek kalınlığında bir halka vardır. Bu halka çekildiğinde tamı tamına yirmi dört saat akacak kadar altın vardır. Bu varlığı biz on yedi günde bin iki yüz kişi ile depo ettik, halka yerden on iki arşın yüksekliğindedir. Mağaranın sağında bir kuru duvar vardır, bu duvardan içeride sene Rumi 1210 miladi 1794 te çalınan bütün darphane makineleri hesabı bilinmeyen külçe ve heykeller buraya depo edilmiştir. Duvarın arkasında kurşunla kaplı kapılar var, buradan girmek fevkalade zordur kayanın üzerinde dört köşe bir teknenin üzerinde, matkap delikleri vardır bu tekneden rahatlıkla dört yüz basamakla bu odaya girilir, tuzaksız ve tehlikesiz kapıdır. Kartal kaya karşısında bir sivri kayada ağzı açık fırına benzer bir mağara görülür. Kapısında kabartma bir koyun çanı vardır, bu çanda beş yüz okka paramız gizlidir. Dört köşe sofranın altında yedi kat mahzen vardır, diğer yol ise berber damları önünden geçtikten sonra merkeze hükümetlik yapmış Osmanlı kasabasına gider.
Bu berber damının altında dört adet oda dolu durumdadır. Bu varlık bitinyalılara aittir, bu yol son derece uzun bir yoldur ve daima eski yolu takip ederek, yolun sol tarafından gidersek sandık biçiminde bir mermer kayası görürüz. Bu mermer sandığın içinde oldukça çok ziynet vardır, bu yol boyunca çok aldatıcı işaretler ve putlar yaptık. Birbirini takip eden çok rezilane nişanlarımızı göreceksiniz, bu yolla hakiki kurt veya çatal tepeye çıkarız. Çıkarken de kesme kayalar arasında tepenin orta kısımlarında yolun dibinde yatar bir kayada büyük bir kurt resmi var. Kurdun ağzı açık ve salyaları akar vaziyettedir, bu kurt ana mahzen kapağıdır, buraya yakın bir dibek taşı içinde Wolçanın mühürlü putu birde insan kafası vardır, bir kılıç resmi yapılmıştır, bu dibek taşından kurt tepenin mahzenine inilir. Bu kapıda tuzaksızdır, karşısındaki yolu takip edince, doğru tepe üzerine çıkarız. Burada sivri bir mezar vardır, bu mezarda karışık altın ve ziynetle doludur, buradan bir kuyu açılarak bir mahzene inilir, Hersek komutanının bütün zenginliği buradadır. Aynı yolu takip edersek merkeze hükümetlik yapan, Osmanlı şehri HÜDAVENDİGAR kasabasına gideriz.
Deve bağırtan yokuşunu tırmanırız, bu yokuş HÜDAVENDİGARA bir buçuk saat çeker. Bu yokuşun hakim bir yerinde üç deve resimleri vardır, biri çuval yüklü ikincisi sandık yüklü üçüncüsü semersiz arkasına bakar vaziyette. Her iki devenin yükleri doludur, bunun ilerisinde tatlı bir yokuş var, biz bu yokuşa PAMUKÇU yokuşu dedik. Pamukçu yokuşunda yedi adet tarafımızdan dikilmiş taşlarımız vardır. Ortadaki taşın altına bir bakır para koyduk, yokuşun üzerinde bir DAMA taşı vardır, bu dama taşının altında bir mahzenimiz vardır.
Aynı dama taşının iki yüz adım uçurum tarafında iki mezar vardır. İkisi de ziynet doludur, pamukçu yokuşunun bitim noktasında, bir balık, bir ok var, balık oka bakar konumdadır. Bu işaretler dama taşı ve mezarların işaretidir. Orada bir değirmende vardır, bu dere kuru deredir ve değirmende ŞEYTAN DEĞİRMENİ dir, değirmenin altında bizden önce kalma çok büyük ve muhteşem bir mahzen var, biz bu mahzene hiç el sürmedik, bu dere karacalar köyünün yakınından ve arkasından geçer, bu derede ayrıca bir posta güvercini olduğunu görebiliriz. Bu güvercin benim bütün servetimi gösteren haritamı muhafaza eder. Muradiye köyü yakınlarındaki kayalarda bir gelin alayı gelin atın üzerinde atın ayağı kırık yerde bir mezar vardır. Çalgıcıların önde bulunduğu bir siyah taşta susam tavası oyuklar olduğunu gayet güzel bir şekilde görebiliriz. Ortadaki taşın üzerindeki tavanın altında da yine çok büyük mahzen vardır. Burası ayı deresine yakındır, gelinin sandığında oldukça değerli ziynetler mevcuttur. Sepetindeki varlık çok eski antikadır, resimde var olan tüm kabartma kısımlar boş değildir, burasıda yine ayı deresine yakındır. Ayı deresinde çok bol miktarda resimler vardır, çoğunluğunu domuz resimleri oluşturmaktadır.
Derenin orta kısımlarında su yarıntısı karşısında altın ocağı suyu karışıntısı ile sarp derenin birleştiği yerde bir burun vardır, bu burunun en sarp yerinde yüksekçe bir oturak ve bir değirmen kayası dört köşesinde dört put olduğunu gözleriz, her putta yüz er adet altın paramız vardır. Değirmen kayasının altında büyük bir mahzenimiz vardır, bu dere uzun Hasan deresidir. Ayrıca bu derede birde değirmen var, bu dere ile aynı ismi taşır yani uzun Hasan değirmeni. Bu değirmenin üzerinde korkunç bir kaya üzerinde kurt resmi vardır, bu kurt resminede bir miktar mücevherat gizledik. Kurt resimli taş kılavuzludur, bu kaya değirmenin üzerine düşecek şekilde, değirmenin ön kısmında manda gibi siyah bir kaya var, bu kayanın üzerinde yine bir kurt resmi olduğunu görebiliriz, burada oldukça bol miktarda mücevherat vardır. Buraya çok yakın bir kayada bir topal geyiği görebiliriz, işte gerçek bölgemiz buradan başlar. Deniz generali İzmit ak meşe köyünden ermeni hacı torusun oğlu manok bey korsan çete başı Timoryanidir. Sol merkezimiz yeşil dağ dır, iskele kasabası denizden merkezimizdir. Bahsettiğimiz yerler bir yerde aranmaz araları çok menzilli ve geniştir. Bu köyler on üç kasabaya taksim edilmiştir, her bir kasabaya dörder köy düşer. Yedi baskılı kaya diye bir kaya vardır, bu kayada Wolçanın mühüründe kendisine ait bir para vardır.
Bu yedi baskılı kayada oldukça büyük bir mahzen vardır. Eski eserlerin tümü buraya konmuştur. Bu değirmene bin adım mesafeden bir pınar gelir, pınarın arkası kuru duvarla örülmüştür, bu duvarın arkasında üç yüz okka çeken bir kazan para konmuştur. Bu pınarın ismi doğu pınarıdır, bu değirmen üç tepenin arasında oldukça derin çukur bir yerdedir. Ortadaki tepenin üzerindeki taşlar yatan koyunlar görüntüsünü vermektedir.
Kumpanya birlik değirmeni kapı kaya ya on dakika çeker, sarı göl kırk beş dakika çatal kaya bir buçuk saat, sarı meşelikten öküzler kırk beş dakika çeker. Bu değirmenden kırk beş dakika aşağıda yedi at bağlama yerleri mevcuttur, yedi at bağlanan yerde yedi adet yemlik ve taştan oyma yedi adet tokalarda vardır. Tabanı taş kaldırım döşelidir, ortadaki siyah taşın altında bir bakraç altın paramız gizlidir. Yedi atlı ahırın kapısına sırtımızı verirsek karşı yöndeki kayalarda Wolçan Alibey ve hanımını görebiliriz. Wolçanın kolunda bir bastonu gözleriz, bu resmin güzel yapılmış olması sebebi ile bastonun ucunun gösterdiği tam tabanda yani yerde gömülü bir kazan Bizans altın parası gizlidir.
ALİBEY DEĞİRMENİ
Ali bey değirmeni Savlan köyüne tahmini bir buçuk saat çeker, bu değirmenin son derece zengin bir değirmen olduğunu açık ve net olarak memnuniyetle belirtmek isterim.
Bu değirmene giriş üç basamakla olur, birinci basamağın altına müjde olarak bir bakraç altın para yerleştirdik, savak başına ise yedi basamakla çıkılabilir, yine birinci basamağın altına bir bakraç para gömülüdür. Savak yerini iyi inceleyin, muhakkak ve de muhakkak bir yengeç resmini görmelisiniz, bu tas çanak taşıdır, bu taştan değirmenin ana mahzenine gireriz. Değirmenin önünde ayriyeten bir binek taşı gözleriz, bu binek taşının üstünde bir köpek izi vardır, bu binek taşının hemen altına tarafımızdan gizlenmiş yine bir bakraç altın paramız mevcuttur. Değirmenin karşı tarafındaki merada muhteşem resim ve işaretlerimiz tekabül eder, bunlar civcivli tavuk birbirine sarılmış iki domuz, birde yılan vardır.
Yine aynı civarda bir mağara üzerinde iki yılan resmi olduğunu görürüz. Yılanın biri delikten çıkar konumda diğeri ise delikten içeri girer vaziyette. Diğer mağaralarda ise aslan ve kaplan resimleri var, ancak bunlar kapalıdırlar. Batık gemi olayına gelince geminin olduğu yer horasanla sıvalıdır, tam olarak iki buçuk ton civarı çeşitli altınlarımız buraya yerleştirilmiştir. Uzun Ali değirmeninin doğusundaki kayalarda başlanıp ta yarım bırakılmış bir çok değirmen taşlarını görürüz. Doğu kısımdaki kuru boğaz içinde bir acı su kaynağı vardır, oysa yarım bırakılmış değirmen taşlarının aralarında bir yerde başlanıp ta bitirilmemiş yani yarım bırakılmış argın bittiği yerde oldukça büyük mahzen vardır. Kapağı kılavuzludur, aynı argın karşı yönündeki bir sırtta ufak bir dere başlangıcında bir kayanın burnunda, bir geyik resmi, arkasında yavrusu arkaya bakar konumdadır resim edilmiştir. D
iğer burunda ise sivri külahlı potur pantolonlu bir avcı diz çökmüş nişan alır vaziyette ateş ediyor. Avcı ile geyik arasında bir siyah taş üzerinde oyma yuvarlak vardır, bu taşın altı yine büyükçe bir mahzendir. Karacanın önünde yedi sekiz rakamlı taşın altında yirmi iki okka fındık altın vardır. Bu taşın içinde benim muhteşem gördüğüm kitabım vardır. Bu meyanda avcının kütüklükleri boş değildir, bu derede hiçbir zaman su bulunmaz, buraya oldukça yakın odalar ve yatak yerleri mevcut olan mağara vardır. Tüm bunların olduğu tepenin üzeri ise düzlüktür, bu tepede yirmi dokuz adım aralıkla nalbant takımları taşlara işlenmiştir. Burası benim meşhur NALBANT ALANIM dır.
NALBANT ALANI NIN DEVAMI
Bu taşın hemen altında bir kazan paramız tarafımızdan gömülmüştür, buranın doğu tarafına gelen keçi deresi içinde, bir yerde ana domuz arkasında altı adet yavru domuz vardır, bu domuzlardan daha üç yerde var. Bu domuzun altında çok zengin mahzen vardır, buranın doğusundaki kayalarda TİMORYANİ nin dört at koşulu, bir espiti kırık, sürücüsünün elinde kamçı, atlar koşar vaziyette, dört tekerlekli, tekerleklerin arasında bir pali köpeği bulunan fayton yapılmış vaziyettedir. Bu faytonun arkasında altı süvariler resim edilmiştir. Bu atların baktığı yönde tahmini bir buçuk saat mesafede meşhur BALKAYA mız vardır.
BALKAYANIN DEVAMI
Bal kayada arı petek resimleri vardır, arıların giriş çıkışlarına yarayan iki adet çerçeve gibi delikler görürüz. Bu deliklerde elmas ve on iki adet çubuk altın vardır. Baklaya nın arkasından on dokuz basamakla üzerine çıkılır, basamaklardan ilkine çıkıp baktığınızda ondo kuz adım ileride bir baltacık taşı üzerinde kabartma bir çekirge resmi vardır. Çekirge resimli taştan bir kapak açılınca yirmi beş metre uzunluğunda bir tünele girilir. Geniş bir meydanlığa gelinir, demir kapılarla bal kayada olan Helenistik çağa ait olan çok miktarda altın ve gümüş heykeller, külçeler, paralar mevcuttur, ağırlığı tahminen on beş ton civarındadır. BALKAYADA ASLA TUZAK YOKTUR. Bal kayanın üzerinde otuz üç kişinin getirdiği siyah bir taş vardır. Bal kayadan iki buçuk saat ilerde YÖRÜK yaylasına gidilir.
YÖRÜK YAYLASI
Yörük yaylasının hakim bir tepesinde ufak tepecikler vardır, gerçek anlamda bu tepeler yığma birer mezardır. Bu yığma mezarlar yedi adettir, buraya tarafımızdan TOPKORU ismi verildi, bu top korudaki mezarlardan ortadaki yığmanın kıbleden kuzeye tam ortasında kaldırım yol döşeli bir mezar vardır. Yani yığmayı bu yol ikiye ayırır, yığmanın tam ortasında eskiden kalma son derece büyük bir mahzen vardır. Buraya yakın ERİKLİ yaylasında bir soğuk su kaynağı vardır. Kaynağın yakınında bir çam ağacı bulunmaktadır, çam ağacı ile kaynağın tam arasında üçler mezarı diye bir türbe vardır. Buraya yakın boz kaya kasabası harabeliği vardır. Buranın alt kısmındaki yol bizi karanlık dereye götürür. Buradaki Yörük yaylasına gidecek yolda TÜRBE tepe VEZİR hanı KUDRET HAMAMLARINA inen üç yol ağzında SARI KIZIN mezarı vardır…
Buraya Karagöz Savlan Danagöz köyleri yakındır. Yine aynı mıntıkada TEKKELİ köyü olup burada bir ziyaret türbesi bulunmaktadır. Bu türbe tarafımızdan zenginleştirildi, bu civarda çaltı dere yolunun başında önü düzlük üzerinde bir burunda kaya üzerin de dalacakmış gibi duran bir balık resmi vardır. Bu balık çok zengin bir mahzenin kapağıdır, burasını biz hazır bulduk, kendimize mal ettik, burayı on kişi kapattı, yüz seksen kişi ancak açabilir. Yani işçiliği son derece çok ve zorluk gerektirir. Gök suyun başında üç tepeler vardır, su dibinden çıkar, bu su HERSEK köyünün yanından geçer.
Aşağıda büyük bir su uçuğu yapar, bu su uçuğundan yüz üç adım yukarıya doğru gider isek, dört köşeli büyükçe bir taşın üzerinde bir oyuk, birde koyun başı sığacak şekilde çakılı bir halkayı görürüz. Bu halka çekildiğinde tamı tamına yirmi dört saat akacak kadar altın vardır. Biz bu varlığı on yedi günde bin iki yüz kişi ile depo ettik. Halka yerden on iki arşın yüksektedir, mağaranın sağında bir kuru duvar vardır, bu duvardan içeride sene Rumi bin iki yüz on Miladi bin yedi yüz doksan dört te çalınan bütün darphane makineleri hesabı bilinmeyen külçe altınlar ve heykeller buraya depo edildi. Duvarın arkasında kurşunla kaplı kapılar vardır, buradan girmek fevkalade zordur hatta imkânsızdır, ama bu tekneden rahatlıkla dört yüz basamakla buraya girilir, tehlikesiz ve tuzaksız kapı burasıdır…
KİRAZLI YAYLA
Kirazlı yaylada bir tek öküz boynunda çan ile otlar vaziyette görülecektir. Çan içinde beş yüz mahmudiye ve bu çevrenin ana haritası vardır…Buraya iki saat mesafede bulunan ERİKLİ yaylada pek çok nişanlarımız vardır. Bu nişanlardan bazıları şöyledir, yarım yılan, tavşan, ay, develer, davul, av köpekleri, kartal, kurt, topal ayı, geyik, avcı, su taşıyan bakraçlı kadın, balık, kantar, terazi. Yarım insan heykeli hariç hariç hepsi sahte ve oyalayıcıdır. Erikli yaylaya yakın bir yerde top koru bulunmaktadır.
TOPKORU
TOPKORU içinde hamile bir kadını bir çocuk ile beraber yaptık, kadının karnı doludur, çocukta ise üç yüz altın para vardır. Top koruda ayrıca yedi adet mezar vardır, bu mezarlar yığma şeklindedir, ortadaki yığmanın ortası yarıktır, yığmanın tam ortasındaki mahzende yedi heybe emanet konmuştur. Top koru ardıç ağaçlıdır, top koru alanından geriye dönüp harami derenin yukarı kısmını takip edin. Dere ikiye ayrılır, sağ kola gideni şeytan deredir. Bu derede üç tarafı ana kaya ya oyma bir değirmen mevcuttur, argı dahi ana taşa oyulmuştur, argın tüm uzunluğu beş adımdır, bu değirmen Ali bey değirmenidir.
ALİ BEY DEĞİRMENİ DEVAM
Ali bey değirmeni ile dere arasında üç basamakla çıkılan bir sofra kayamız vardır. Sofranın üzerinde beş balık, yedi çatal, yedi kaşık, bir su bardağı, üç baklalı zincirli bir Çerkez kaması yaptık. Ve sofrayı kapadık, bu sofranın ortasındaki tabak içinde, yedi adet beşi bir yerde vardır. Basamağın birincisinin altına da bir bakraç emanet bırakılmıştır. Zincirlerin önünde yüz yirmi beş cm derinde üç bin dokuz yüz adet beşi bir yerde mevcuttur. Yine zincirlerin döküldüğü yerde, bir arşın derinde gümüş kaşıklarla sarılı otuz altı tonluk varlığın detaylı haritası vardır. Bu harita hiç güneş görmeden bir ay bekletilmelidir. Aynı sofranın yirmi bir adım batısında siyah topraklı bir yerde üç arşın derinlikte sofranın ana mahzeni vardır. Sofradan iki yüz adım aşağıda, üç kireç kuyusu vardır, biri derenin sağ yönünde, diğerleri sol yönde kalmaktadır. Derenin taşları mermer kireç taşlarından olup, derenin diğer yakasında, kızılcık ve ıhlamur ağaçları mevcuttur. Dereden aşağıda siyah kırmızı topraklı ve karşısında ak topraklı bir alan mevcuttur.
Ali bey değirmeni üç tarafı ana taşa oymadır, üçü sağ dördü sol tarafta olmak üzere kiriş delikleri var olduğunu göreceksiniz. Eğer denk gelirseniz değirmenin içinde sol tarafta, bir ocak, bir şömine vardır. Şöminenin içinde bir put, altında ise bir bakraç paramız mevcuttur. Değirmenin duvarında kandil konacak yerde, yüz seksen okka paralar saklanmıştır. Değirmenin kapısının sağında, bir metre boyundaki putun içinde, üç buçuk okka yine altın paramız vardır. Değirmenin sol tarafından yedi basamakla savak başına çıkılır, birinci basamağın altında beş heybe, yedinci basamakta üç heybe paralarımız konmuştur. Savak yerinin ortası sarı horasanlıdır, horasanlı yerin kırk cm altında yengeçli taşta altı okka mücevher alındıktan sonra, altından ana mahzene girilir. Bu odada tamı tamına üç yığın mevcut olup, ağırlığı yirmi altı tondur. Değirmenin kapısı karşısında muska şeklinde bir çayır mevcut olup, bir dönüm kadar bahçesi vardır. Bu çayırın üç köşesinde demir kazıklar çakılıdır, çayırın tam ortasındaki mezarda, üç yüz okka altınla beraber, mahzene ikinci giriş bulunur. Bu giriş yeri en sağlıklı olanıdır. Bu değirmenin doğusuna rastlayan dağın birinci tepesini aşarsak KAZAN dereye ineriz.
KAZAN DERE – DAĞARCIK DEĞİRMENİ ( arkacık değirmeni )
Kazan derede her bir tarafı ana taştan oyulmuş ve bizim tarafımızdan kapatılan DAĞARCIKLI DEĞİRMEN i yaptık. Domuzluktan dökülen suyun altına bir domuz yaptık, domuzda tek bir mahmudiye vardır. Domuzun altında tuğla kemerle örülü yerde, bir kazan altın paramız gizlidir. Değirmenin ortasında bir kapak taşının üzerinde bir put resmi vardır. Buranın altında ise yedi bin okka altın ve ziynet vardır. Buradaki işleri bilen sekiz kişiyi, kesip üzerine koyduk, üzerini moloz taşlarla doldurduk. Bu değirmenden biraz aşağıda beş arşın yüksekten dökülen, altındaki şelale gölünün havuzuna dört yüz okka altın ve üzerine bir güğüm altın daha koyarak taşlarla ve horasanla kapattık. Üzerine bir kazıkla halkayı taktık. Havuza yakın bir yerde, bir oturak koltuk taşı vardır, bu taşın karşısında otuz cm boyunda bir put yaptık, bu putun uzun olan ucuna yerde bir tek Bulgar altını koyduk. Bu putun üst tarafına bakıldığında, bir mağara görülür, bu mağaranın üzerinde bir taş çakılıdır. Bu taşı çıkardıktan sonra, altından bir karış dere çakılının altında bir teneke İngiliz altını koyduk. Şelalenin bulunduğu dere suyunun içinde alabalık yaşamaktadır. Şelalede kayanın yüzünde bir balık resmi vardır. Değirmenin doğusunda fırın ağzı şeklinde bir yer vardır, buraya tam seksen kazan altın para yerleştirdik.
Dağarcıklı değirmenin önünde bir muska taşı kılavuzludur, altında yedi kulplu kazan tam kırk kişi buraya indirdik. Bu kazan tam otuz tondur. Üzerinde konstantin zehiri diye bir zehir vardır, bu zehir yüz metreden gözleri kör eder. Değirmenin önünde yarım dekarlık bir çayır,orada bir binek taşı onun yanında karpuz biçiminde yarım veya yarık bir taş vardır. Üzerinde kurt resmi vardır, bu kurt kafası kılavuzludur, altında bir miktar mücevherat vardır. Dağarcıklı değirmene gelen su tam iki yüz arşın mesafeden gelmektedir, bu sudan içerken dizimizi dayadığımız beyaz taşta küçük bir istavroz var. Altında bir bakraç karışık altınımız vardır, suyun geldiği yerde bir duvarın içinde yedi heybe ziynet konmuştur. Değirmenin üzerinden bir yol kuzey istikametine doğru takip ederek karaman mevkiinde ALNI KESİK KAYA yı göreceğiz.
Bu kayanın ortasında bir demir halka çakılıdır, bu taşın yukarısında batan su kolsağı vardır. Bu alnı kesik kayanın sol tarafında otuz dört kişinin barınacağı bir taş kovuk göreceğiz, bu kovuk taşın orta yerinde altındaki kısımda iki öküz yatacak kadar bir kovuk vardır. Burada birkaç yük altın ve ziynet vardır, alması çok zordur. Buranın sağ tarafında cami mihrabına benzeyen yapma bir oyuk vardır, bu mihrabın ortasına bir fıçı altın yerleştirilmiştir, bununda sol tarafına tosbağa resmini özellikle yaptık. Buranın karşısındaki taşın üzerinde bir koltuk, bu koltuk taşının karşısında ki kayaya bakarsak gözlük biçiminde HALKALI KAYA yı görürüz.
Halkalı kayanın üzerinde üç adet lahit vardır, ortadaki lahitten ikinci kapalı halkayı sökersek ana mahzene gireriz. Halkalı kayanın gözlük biçiminde görülen tam yere doğru hizasından yere yakın kısımda bir horasan kapı vardır, içeride bol miktarda takyanus çok eski tarihlere ait heykeller ve oldukça çok miktarda altın külçeler vardır. Biz bunları hazır bulduk, ve kapattık, halkalı kayaya sırtımızı verip sarp kayalardan döşeme taşlı Bağdat yoluna ineriz. Bu yolu arkalayıp oradaki dereden karşıya geçeriz. Halkalı kayanın karşısındaki bir yokuşu tırmanırsak, bir harabeliğe geliriz, harabeliğin önünde çayırda üç adet taş yığını vardır, bu yığınlardan ortadakini açarsak bir değirmen taşının altında bir kazan altın para gömülü olduğunu görebiliriz. Bu civarda sahte olarak yapılmış bir çok nişan ve işaretler vardır. Paşa köyünün tam batısında kırk dakika mesafede Ali bey köyü vardır, toprağı deve tüyü rengindedir, düz, çayır içinde olup halkı kendir ve pamuk ekerler, kendileri dokur kendileri giyerler, bu köyün halkı genelde hep beyaz giyer. Ali beyin ormanlıkları pelit meşe ve pürenlik tir, Ali bey köyü ormanlarından ilk ŞAHİN KAYA görülür. Buradaki yol şama gider, yolun karşı tarafında HORA tepesi ve ÇALGILI MAĞARA vardır.
Bu çayırda sıra ile dikilmiş on sekiz adet taş vardır orta yere gelen dokuzuncu taşın altında bir put olup, taş siyahtır, bu taşın altına bir kazan emanet bırakılmıştır. Kazanın altında horasan bir kapak olup meşhur ÇALGILI MAĞARAYA buradan girilir. Bu dünya varlığı buradadır, bu mevkide dere içinde sofra kaya vardır, yanında dört adet dili taş vardır, sofra üzerinde yedi kaşık yedi çatal bir ekmek dilimi birde yedi baklalı zincirli çakı olacak. Sofranın yanında ki dört taşın arasında ve horasan ile kapalı çok büyük bir mahzen vardır. Derenin karşı tarafında yüksekçe bir mağara vardır, mağaraya girerken kapının üzerinde sandık biçiminde bir taşı açık seçik görebiliriz. Bu sandık biçimli taşın içinde yüz yirmi okka altın paramız vardır.
Denize yakın iki kaya arasındaki mağaraya arkamızı verdiğimiz zaman, karşımızda merdivenlerde martı kuşları resmi görülür. Martı kuşları bir kovadan su içmeye gidiyorlar. Bu kovanın içinde beş yüz adet altın paramız olduğunu görürsünüz. Ayrıca bu merdivenlerde sandık şeklindedirler, merdivenlerin birisinin üzerinde sapan ca gibi şeyler olduğunu gözleyebiliriz. Bu taşa gün doğu tarafından yukarı doğru yaklaşınca bir kapak açılır krokiler, keklik kemikleri otuz tanesine bu civarın haritası yapılmıştır. Bu civardaki on yerde bulunan yüzer okkalık yerler yazılıdır. Bunun dışında birde beş yüz okkalık bir yer yazılıdır. Bu civarda bir geyiğin ve tepenin önünde bir mağara mevcuttur, mağaranın yanında bir kadın omzunda su bakırı yan bakıyor, baktığı yerde ayakları dolaklı ( dokalı ) bir avcı , elinde silah kayaya tırmanır vaziyette, avcının kütüklükleri doludur, tepenin en yüksek yerinde taşların arasında büyük meblağ vardır, tecrübe edebilirsiniz.
Mağaranın kapısının karşısında bir kurşun atımı mesafede, bir avcı zağar köpeği, avcının hedefi geyiğe nişan almış vaziyettedir. Geyikle avcının tam ortasında yani avcıdan kırk beş adım mesafede bir kuyu olduğunu gözlememiz gerekli. Bu kuyunun ayrı ayrı odaları vardır, odaların biri doludur, güney tarafındaki oda KIZIN odasıdır. Çok miktarda ziynet takı mücevherat bu odadadır, burada bahis konusu kız Bizans imparatoru KONSTANTİN in kızıdır. Burası eski Bağdat yoludur, burayı tanımak için üç metre yükseklikte bir yığma tepedir. İçine üç basamak merdivenle inilir, buradaki üç tepenin ortasındaki tepede aşağıda duralım, bir çakıl yığını
Gözümüze çarpar, burada bir oda yani mahzen var olduğunu vurgulamak istiyorum. Çakıl yığınının karşısındaki taşlık kısımda arka tarafında kırk okkalık bir kantar resmi vardır. Kantarın orta çengeli yoktur, çakıl yığınının yakınında istavrozlu taşın altında, kırk okka bir bakraç içinde paralarımızı alabilirsiniz. O civarda topal ayı topal geyik resimleri görülecektir, ayı ile geyiğin arasında bir mağara vardır. Bu mağarada üstü hasırlı dört atlı fayton ve kraliçe kucağında çocuk bulunmaktadır. Bu faytonun esbiti ile faytonun okunun yanında birkaç kazan para üst üste horasanla sıvanmıştır.
KALAY KAŞ KÖYÜ
Kalay kaş köyünün gün doğu yönü aynalı dere ve çukur harami derenin başlangıç noktalarında, Kadı köye olan mesafesi iki saat olmakla beraber kara Ali paşanın otlağıda aynı şekilde iki saatlik bir mesafede dir. KONSTANTİNA POLİSE olan mesafesi ise dört saattir. Bu muhteşem ve esrarlı değirmenimiz kolay geçit vermeyen bir çatağın içinde aynı zamanda iki kalenin arasında kalmaktadır. Burası oldukça çok baldırganlıktır, bir o kadarda sarmaşıklık ve taşlıktır. Bu harika yöreyi iyi bilmeyen buradan çıkması mümkün dahilinde değil ve bu şansa sahip değildir. ( asla çıkamaz ) karışık ve komleks li bir yer. Ancak harami dereyi takip etmeyi akıl ederse kurtulabilir, adamlarımızın barındığı yine acayip derecede beğendiğim bir yörede TAHTALI köydür.
Bu köyde üç yüz elli adamım emirlerime hazır devamlı olmak üzere burada bulunmaktaydılar, akıl almaz değirmenimize ancak iki yerden su geldiğini anlamakta pek zorlanmayacaksınız. Yapmış olduğumuz özel kanallar la değirmenin oluğuna su gelir, biri içimi güzel olan tatlı su kaynağından diğeri ise şelaleden gelmektedir. Burada gözleyebileceğimiz bir su yolu vardır, bunun dışında birde ani baskınlardan kurtulup kaçmak gayesi ile kullandığımız gizli geçidimiz mevcuttur. Bu geçitte muhteşem işaretlerimizi görebilirsiniz. Bunları şöyle sıralamak istiyorum yedi piliçli tavuk, tüfek, yılan, kesik domuz kafası, nöbet yeri olduğunu gözler taş kaldırımı takip edebiliriz. Otuz beş adamımızın çalışmakta olduğu bu muhteşem değirmenimiz iki katlıdır. Aynı değirmenin güneyinde bol suyu olan on iki yalaklı üç kurnalı birde çeşmemiz vardır. Bu bölgemde boylarında çok sık faliyet gösterdiğimiz harami derenin boyunda üzüm bağlarımız kirazlığımız elli adet kara kavak ağaçlarımız ve erik ağaçlarımız bulunur. Değirmen bölgesi sık kızılcık lık tır, bu kızılcıkların içinde MURAT AĞA nın mezarı vardır.
Murat ağayı daha ilk günde öldürdük sebebi ise bize karşı işlemiş olduğu ihanetten dolayıdır. Öldüğünde yığıldığı yere gömdük, murat ağanın cesedinin altında ise iki bakırda paramız vardır. Bu değirmenin oldukça yakınında, çok büyük sarmaşıklık vardır. Bu sarmaşıklığın içinde gizlenmekte olan birde mağaramız vardır, bu mağaranın alnında bir nal ve birde istavroz vardır, en üst kısımda birde delik vardır. Kapıyı açmak için üç basamakla bir el girecek kadar dar olan deliğin yanına çıkılır. Bu delikte bir kol var, bu kol sağ yöne çevrilmeli taş kapı ise dört beş kişi ile geriye iterek ancak açılır. Mağara iki kola ayrılır sağ taraf tuzaklı yoldur, erzak ve ganimet dolu odalara giden sol kol ise yine çıkış yoludur. On dört basamak ile yedi katır tavlası mağarasına çıkılır. KUDRET KALE ÇİNGENE KALE CENEVİZ KALE buraya çok yakındır.
KURT KAYA, KUŞ KAYA
Teknenin çanakları kurt kayada bulunmaktadır. Kurt kayadan kuş kaya görülmeli görülen kuş kayada kartal yuvası olmalıdır. Buradan çanaklara çıkılır, üç basamak merdiven var, birinci basamak aynı kerpiç gibidir, altına tamı tamına yedi yüz adet Osmanlı altını gizledik. İkinci basamağın sağ tarafında çatlak olduğunu görürüz, sol tarafında ise küçükçe bir tümseği fark ederiz. Burada çakmak işareti vardır, teknenin üzerinde dikkat edilecek husus ise şudur, burası biraz düzlüktür, tekne bir seksene bir elli dir iki renkten oluşmaktadır, dört köşeşinde birer delik bulunmakla beraber orta yeri çanak gibi oyuktur. Doğu köşesi kırıktır, ve altında birkaç satır yazı vardır, çanak gibi oyuktan zincir çıkar, zincirin sonunda ise bir Çerkez bıçağı var.
Bıçağın uç kısmından su damladığı yerde bir istavroz, istavrozun tam altında yine bir bakraç paramız gizlidir. İstavroz daire içindedir, kapananın ( tekne ) yanında iki taş var, bunlar kapanadan daha yüksektir. Birinci merdivene gelelim, merdivene sol ayağını basıyorsun, elin ile burayı tutuyorsun sağ ayağını basmak sureti ile kendini ikinci basamağa çekiyorsun, buranın biraz daha düzlük olduğunu fark edeceksin. Tam ayağının altında bir bakır para daha vardır. Sol elinle tutunduğun yerde yine bir bakraç paramız vardır. Hafif dönüp tam karşıda tahmini dört beş yüz adım mesafede bir alanlık göreceksin, burası kırmızı meşeliktir, karşıdan baktığında bu alanda haçlı taşı andırır yakından ise kıç kıça yatar konumda iki öküzü andırır birinin rengi diğerine göre daha koyudur.
Açık renkteki öküzün baktığı istikamette elli bir adım mesafede bir kız elinde bir tutam samanı öküze uzatır konumdadır. Öküzlerin birinin arka budunda balta yarığı gözleriz, müjde tek bir sarı liradır, diğer öküzün budunda bir istavroz izleriz. Öküzlerden on yedi adım üst kısımda dikili bir kaya görürüz, uzak mesafeden bakıldığında kebeli çobanı andırır. Yüz kısmı öküzlere bakar konumdadır, çobanın hemen altında yaslanmış bir taş var, bu taşın üzerinde bir at nalı birde taş işareti var. Aynı taşın bir kenarı çatlaktır, bu çatlağın tam altında bir bakır altın paramız mevcuttur, aynı taşın üzerinde birde kantar resmini görürüz, bu resmi kıracak olursanız altından gerçek kantar çıkacaktır. Öküzlerden on beş adım aşağıda bir dikili kaya daha görürüz, tamamı ile oturmuş kurda benzer, kurdun sol kulağı kırıktır, başında kadeh işareti vardır, içi altın para ile doldurulmuştur.
YATAN ÖKÜZLER VE KEPENEKLİ ÇOBAN
Öküzlerden dik yukarı çıkın, burada taş ve toprak karışımı bir tepe göreceksiniz, bu tepenin tam üstünde dikili ve üzerinde istavroz olan taşımızı görebilirsiniz. Bu taş para ile doldurulup horasanla sıvanmıştır, bu tepenin içinde bol miktarda tüfek tabanca ve bıçak vardır. Öküzlerin aralarını ölçmeliyiz ortadaki semerlerin yanıklarını bulmalıyız, aşağı kısmın kuruluk olduğunu fark edebiliriz, burada bir insan yatacak kadar bir oyuk olduğunu görürüz. Başucunda bir istavroz gözleriz, yatan insan kalkmaya yeltendiğinde elinin dayandığı yerde bir oyuk var, istavrozda ve bu oyukta yine paralarımız vardır.
Öküzlerden az aşağıda dikili dört adet taş var, bu taşlarda boş değildir, ağaçlara sarılı kökler var hasır gibi, bu ağaçlar su ağacına benziyor, güneşe karşı köklerin altında üç tane çingene çivisi çaktık, gün doğu ile kıble arasında üç adet taş öbekleri vardır, ortadaki öbekte on altı çift tüfek var, bunların altında ise on altı bin kuruş mevcuttur. Bu tepenin alt kısmında gün doğu tarafında, çatağın gün batımı tarafında iki adet alçak dik kayalar vardır, pehlivan gibi tutuşmuşlar, şunu hemen belirtmeliyim ortadaki taş öbekte çıkan tüfek ve paraların çok altında esas zenginliğimiz gizlidir. Pehlivanların birisinde koç kafası ve leğen giğerinde ise domuz kafası ve ibrik görürüz. Pehlivanların altını oldukça derin kazarsak pehlivanların kendilerini ve bol miktarda tabak, onların altında da bir harbi var, buradan çanaklara gideceksin, yukarıdaki kanaralıkta bir keçi patikası vardır.
Burada bir koltuk kayası birde kantarma ve özengi vardır, koltuğun kantarması bağlandığı yerinde elma içinde bir istavroz resimledik. Buranın kanıtı olarak elmalı istavrozda üç tek para sıvalıdır. Koltuğun karın kısmında bir çizgi görebiliriz, çizginin bittiği yerde bir çift çizme içleri akçe ile doludur. Sol ayağın ile özengiye basıyorsun sağ ayağını ise toprağa basıyorsun sağ ayağının altını derince kazarsan, bir bakraç akçe bulursun, koltuğun önünde bir delik bir istavroz gözleriz, istavroz tapadır, kırılması halinde bir miktar zenginlik akacaktır. Aynı yerde dikili bir kaya vardır, bu kayada bir el bakırı tutar konumda, gerçek dolu olan kazan ise o kayanın altındadır. Koltuğun arka tarafında, bir adam boynunda kanara vardır, buradan yine çanaklara gitmeliyiz, buradan üst kısımdaki yola çıkıyorsun, burası pamukçu yokuşudur, buradan yukarıda kurt kaya ya doğru, buradan kesik taş mevkine ve kesiktaş sonunda kırca ali patikası ve pamukçu yokuşu yolundan denize çıkarız. Bu bölgede bir değirmenimiz vardır, bu değirmene atla veya araba ile gidilmez, sadece ve sadece yaya gidilir.
Değirmenin tek tarafı kanaradır, üç duvarı insan yapısıdır, savağın bulunduğu yere üç karış yarılmış bir taşımız var, değirmenin kaçış kapısı savak tarafındadır, bu kez savağa çıkıyoruz, değirmenin ocak başında yedi basamaklı merdiven var, merdivenlerin üçü orijinal dördü ise tarafımızdan yapılmıştır. Buradan suyun diğer yanına geçmeliyiz, bunu başarmak için köprü olarak yan yatmış eğri ağacı kullanırız. Bu ağacın dibinde bir kaynak var, bu kaynaktan su içmek için dizlerimizin üstüne eğiliriz, dizlerin altında ise bir bakır paramız gömülüdür. Suyun boyunu takip etmeliyiz, oldukça büyük bir kayın ağacı ile karşılaşırız, ağaç oldukça yaşlı kalın ve içi boş, dışı ise hicranlıdır, kökünden ise su geçer. Bu ağacın içi para ile doludur. Bu kayın ağacından yukarıda, bir meydanlık var, biz buraya gümüş taş meydanı dedik, bu meydanda bir taş var bu taş istavrozludur, içi doludur. Suyun boyunu takip ederseniz yine bir odacık görürsünüz (kayadan) su iki yanından akar.
Gümüş meydanlıktaki istavrozlu taşta kırk sekiz adet beşi birlik vardır. Adalık kaya ise suyun geldiği yönde bir istavroz var, burada da yine beşi birlik kırk sekiz adettir, ada kayanın üstünde tapa vardır ve içi doludur. Suyun boyunu takip etmeye devam ediyoruz, bu kez kuru dereye çıkıyoruz, kuru dereyi az bir mesafe yukarı doğru takip ederiz, sağ tarafı takip etmeliyiz, ta ki yaban kirazı görene dek. Burada iki çanta vardır birinin içinde beyaz kabzeli bıçak diğerinde ise wolçanın dividi vardır. Buradan karşı kanaraya atılan bir taş direkt olarak değirmenin üstüne düşer. İşte burada köpek budunu görebiliriz, köpek budunun üst yanında yedi piliçli tavuğumuzu görürüz. Piliçli tavuktan daha yukarıda büyük bir kaya vardır, burası değirmenin büyük kapısıdır. Kapının alt tarafında bir çift tüfek resmi vardır, bu binek taşında üç adet köpek ayak izi vardır. Üstünde ise gez işaretini görürüz, bir ucu üç adet taşa diğer ucu değirmene bakıyor, üç taşlarda ise istavroz işareti vardır. Buradan dereye doğru dört adım sayar isek kül bolluğunu izleriz, bu kül bolluğunun döküldüğü yerde bir şinik içinde dört kilo altın paramız gizlidir. Dolabın karşı yönünde üç adet kavak ağacı görürüz, görüntülerinden aynı yaşlarda olduklarını anlaya biliriz.
Değirmenin çarkının çalışması halinde aynı zamanda kavaklara su verir. Suyun vurduğu dalın tam altında iki çanta paramız vardır, her ağacın altında ise bir çanta gömülüdür. Bunlara dört adım mesafede bu kaynaktan bir bel kuşağı mesafede bir bakırı andıran bir taş vardır paramız ise malum olan yerdedir. Bu kez değirmene giriyorsun, değirmencinin ocak başında oturduğu yeri görürsün, burasını diz boyu kazarsan paramızı bulabilirsiniz, bir bakraç ağzına kadar doludur. Tekerleğin altında ise bir kazan paramız gizlidir, değirmenin civarında KOVAN KAYAMIZ vardır, ağzına kadar doludur, aynı yerde yazılı bir taş görürüz, bunun altında ise beyaz altın vardır.
Gelelim birinci merdivene burada sepete damlayan bir su görürüz, burada bir çizme resmi vardır, gerçek dolu çizme hemen altındadır. Savaktan geçtiğin zaman keçi patikasını görür takip ederiz, bu yol kanaranın yanından yüz elli kadar koyun alabilecek büyüklükte bir mağaraya ulaşırız, aynı kanaranın boyundan devam ediyorsun, ileride minareye benzeyen bir kaya görürsün, bu minarenin yüksekliği kanaranın yüksekliği ile aynıdır. Araları bir insanın ancak geçebileceği kadardır, bu arada oldukça büyük zenginliğimiz gizlidir. Buradan yukarı doğru devam ediyorsun, belirli mesafeden sonra tekrar bir mağara göreceksin, bu defa üç yüz koyun alabilecek genişlikte, ve kapısında direk vardır. Kanaranın yanını bırakmaksızın devam ediyoruz, taki yedi merdiveni görene dek, merdivenlerden bir çayıra çıkacaksın, sağ tarafa baktığın zaman fırın ağzına benzeyen bir mağara bulacaksın. Bu mağaraya diz üstü girilir, üst tavanı tetkik edin klunk diye bir yazı görürsünüz tam altında altın saplı ağsa sapı şimşirden, onun içinde altın stoyanın kayıtlarını içeren kâğıtlar ve haritalar mevcuttur.
Kağıtlar üç adet olup her birinde birer mühür vardır. Elbet bir miktarda altın vardır. Diğer bir mağarada yine bunlara yakın yazılar var, wolçan voyvoda pop martin. Bu mağarada on iki civcivli tavuğu yaptık, civcivin biri tavuğun sırtında, sırttaki civciv ana paraya bakıyor, burada örgülü iki yılan resmi vardır, birinin kuyruğunda istavroz diğerinin kuyruğunda topuz vardır. Tavuğun kuyruk kısmında bakraçlı kız resmi altında, parası mevcuttur. Mağaradan dışarı çıkıyoruz, aşağıya bakman halinde eğri ve dirsekli ıhlamur ağacını görürüz, dirsekte çingene çivisi çakılıdır,
Bu dirseğin tam altında bir bakraç paramız gömülüdür, kanaranın üst kısmında kızılcık ağacına dayalı işlenmiş mükemmel bir taş görürüz. Bu kızılcığın arka tarafında üçlü kemer bel kısmında çiftli piştov bir tüfek ve bir kılıç vardır. İşlenmiş olan taş ise işlenmiş olan taş ise Hasköylü EMİNOVUN MEZARIDIR. Mezarın bel kısmında yukarıda belirttiğim iki piştov, bir tüfek, bir kılıç ve üç kuşak dolusu para vardır. Kafa kısmında bir adım mesafede, bir bakraç paramız gizlidir. Ayakucunda arka tarafta dolu olan çizmeleri vardır. Bunlara yakın civarda yedi merdiven vardır, burada bir su akıyor, suyun aktığı yerde üç adet balmumu bulacağız, üçünde de birer okka altın birer tanede elmas vardır. Merdivenlerden yukarı çıkılması halinde bir düzlük görürsünüz, yüz elli adım sağ yöne gidilmesi halinde mağara içinde küçük bir delik, burada ateş yakacak olursak dumanın çıktığı yerde bir tas dolusu değerli taşlar ve çok miktarda paramız vardır. Bu civarda göreceğin her işaretin altında otuz okka paramız vardır.
Tekrar değirmene dönelim, burada bir kanara var, istavrozlu kanaranın hemen altında yarım bir ot tepesi vardır, aynı yerde beş kişinin sığabileceği bir kuruluk var, bir yağmurluk kadar, nişan mahiyetinde tarafımızdan yapılmış iki adet delik gözleriz, deliklerin derinliği ise insan kolunun dirseğine gelecek kadardır, aynı kayanın üzerinde istavroz görebiliriz, işte para yeri burasıdır…. !
Öküz vaar çayırda yatmış kadın resmi vaar elinde kitap var okuyor saçları örülü